İlkokulda öğrendiğimiz bilgiye bakılırsa olağan koşullarda su eksi derecelerde donarken, 100 santigrat derecede ise kaynar. Fakat suyun eksi derecelerde donmasını engelleyen bir faktör var: Antifiriz! Gelin Su ile Antifirizin bağlantısına yakından bakalım.
Su-Antifiriz ve Otomobiller
Otomobillerin motoru aracı yürütecek gücü sağlarken bir yandan da ısı üretir. Motor bloğu ortasında devamlı dolaşan su ile motor soğutulurken, motordan aldığı ısı ile ısınan bu su da radyatörlerdeki hava ve fan yardımıyla soğutulur. Bu otomobilin olağan soğutma sistemidir. (özetlemek gerekirse)
Kışın soğuk aylarında, hava sıcaklığı sıfırın altına düştüğünde, otomobilimiz kapı önünde hareketsiz kaldığı vakit bu soğutma suyu da her su üzere donmakta. Depodaki su donunca genişler ve yaptığı basınçla motor bloğunu bile çatlatabilir. Bu olayı önlemek için suyun içine, sıfırın hayli altındaki derecelerde bile donmasına mâni olacak “Antifiriz” dediğimiz sıvıyı ek etmemiz gerekir.
İşte su-araba ve antifirizin kıssası burada başlar.
Motorun soğutma suyunun içine ne oranda antifiriz konulacağını, o bölgede olabilecek en düşük hava sıcaklığı belirler. bu biçimde akla şu sorular gelebilir;
Tam inançlı olması bakımından, soğutma suyunun yerine neden büsbütün antifiriz koymuyoruz? veya Antifiriz oranı yüksek olsa sıcaklık ne kadar düşerse düşsün azamî korunma sağlanmış olmaz mı?
Bu sorulara yanıtımız ise mutlaka hayır. Düz mantık yürütüp büsbütün antifiriz koymak mantıklı görülebilir. Ancak makul orandan fazla konulan antifiriz bu sefer de büsbütün aykırı reaksiyon veriyor. Suya yüzde 50 oranında katılmış antifiriz -37 derecede donarken, antifirizin kendisi yani saf antifiriz -12 derecelerde donar.
Peki Antifiriz donmayı nasıl engelliyor?
Suyla karışan her şey onun sıfır derece olan donma noktasını düşürür. Yani donma derecesini düşürmek için suya toz şeker, şurup hatta aküdeki asit bile konulabilir. Hepsi de bir dereceye kadar tıpkı fonksiyonu görür lakin konulan bu şeyler araçlara önemli ziyanlar verebilir.
İlk arabalarda şeker ve balın antifiriz olarak kullanılmaları denendi, lakin daha sonraları alkol kullanılmaya başlandı. Bu sefer de alkolün kaynama noktası düşük olduğundan motor sıcakken problemler çıkardı. bu biçimde ülkü antifirizlerin donmayı önlemesi lakin hem de da suyun kaynamasına sebep olmaması gerekiyordu. Günümüzde bu maksatla “etilen glikol” denilen renksiz kimyasal bir sıvı kullanılıyor.
Suyun içine katılan kimyasalların donmayı tedbire özelliği, suyun ve buzun moleküler yapıları ve antifirizin bu yapılara olan tesirinden ileri geliyor. Bilindiği üzere tüm sıvılarda olduğu üzere suda da moleküller hür ve sistemsiz biçimde, katılarda (buzda) ise sabit ve düzgün bir yapıdadır. Su donarkilk evvel moleküllerinin hareketleri yavaşlar daha sonra da düzgün ve sabit bir konuma gelirler yani kristalleşirler. İşte antifirizin buradaki rolü moleküllerinin su molekülleri ile birleşerek onların buz kristalleri oluşturmalarına mâni olmasıdır.
Peki, bu biçimde ortada su yokken antifiriz kendi kendine neden daha çabuk donuyor? Zira suya katıldığında antifirizin su moleküllerine yaptığını su da antifiriz moleküllerine yapıyor. Siz yalnızca antifriz koyarsanız su molekülleri olmayacağından antifiriziniz çabucak donacaktır. Sakın bu yanılgıya düşmeyin.
Donmayı önlemek daha doğrusu geciktirmek iki taraflı çalışıyor. Su da antifirizin donma derecesini düşürür. Sonuç olarak otomobilin soğutma suyuna önerilenden çok antifiriz konmasının hiç bir yararı yoktur bilakis ziyanı vardır diyebiliriz.
Lütfen pahalı ayrıntıların olduğu bu çeşit makaleleri okumanız ve öğrenmesini istediğiniz bireylere paylaşmanız bizleri daha fazlaca motive edecektir. Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın.
Su-Antifiriz ve Otomobiller
Otomobillerin motoru aracı yürütecek gücü sağlarken bir yandan da ısı üretir. Motor bloğu ortasında devamlı dolaşan su ile motor soğutulurken, motordan aldığı ısı ile ısınan bu su da radyatörlerdeki hava ve fan yardımıyla soğutulur. Bu otomobilin olağan soğutma sistemidir. (özetlemek gerekirse)
Kışın soğuk aylarında, hava sıcaklığı sıfırın altına düştüğünde, otomobilimiz kapı önünde hareketsiz kaldığı vakit bu soğutma suyu da her su üzere donmakta. Depodaki su donunca genişler ve yaptığı basınçla motor bloğunu bile çatlatabilir. Bu olayı önlemek için suyun içine, sıfırın hayli altındaki derecelerde bile donmasına mâni olacak “Antifiriz” dediğimiz sıvıyı ek etmemiz gerekir.
İşte su-araba ve antifirizin kıssası burada başlar.
Motorun soğutma suyunun içine ne oranda antifiriz konulacağını, o bölgede olabilecek en düşük hava sıcaklığı belirler. bu biçimde akla şu sorular gelebilir;
Tam inançlı olması bakımından, soğutma suyunun yerine neden büsbütün antifiriz koymuyoruz? veya Antifiriz oranı yüksek olsa sıcaklık ne kadar düşerse düşsün azamî korunma sağlanmış olmaz mı?
Bu sorulara yanıtımız ise mutlaka hayır. Düz mantık yürütüp büsbütün antifiriz koymak mantıklı görülebilir. Ancak makul orandan fazla konulan antifiriz bu sefer de büsbütün aykırı reaksiyon veriyor. Suya yüzde 50 oranında katılmış antifiriz -37 derecede donarken, antifirizin kendisi yani saf antifiriz -12 derecelerde donar.
Peki Antifiriz donmayı nasıl engelliyor?
Suyla karışan her şey onun sıfır derece olan donma noktasını düşürür. Yani donma derecesini düşürmek için suya toz şeker, şurup hatta aküdeki asit bile konulabilir. Hepsi de bir dereceye kadar tıpkı fonksiyonu görür lakin konulan bu şeyler araçlara önemli ziyanlar verebilir.
İlk arabalarda şeker ve balın antifiriz olarak kullanılmaları denendi, lakin daha sonraları alkol kullanılmaya başlandı. Bu sefer de alkolün kaynama noktası düşük olduğundan motor sıcakken problemler çıkardı. bu biçimde ülkü antifirizlerin donmayı önlemesi lakin hem de da suyun kaynamasına sebep olmaması gerekiyordu. Günümüzde bu maksatla “etilen glikol” denilen renksiz kimyasal bir sıvı kullanılıyor.
Suyun içine katılan kimyasalların donmayı tedbire özelliği, suyun ve buzun moleküler yapıları ve antifirizin bu yapılara olan tesirinden ileri geliyor. Bilindiği üzere tüm sıvılarda olduğu üzere suda da moleküller hür ve sistemsiz biçimde, katılarda (buzda) ise sabit ve düzgün bir yapıdadır. Su donarkilk evvel moleküllerinin hareketleri yavaşlar daha sonra da düzgün ve sabit bir konuma gelirler yani kristalleşirler. İşte antifirizin buradaki rolü moleküllerinin su molekülleri ile birleşerek onların buz kristalleri oluşturmalarına mâni olmasıdır.
Peki, bu biçimde ortada su yokken antifiriz kendi kendine neden daha çabuk donuyor? Zira suya katıldığında antifirizin su moleküllerine yaptığını su da antifiriz moleküllerine yapıyor. Siz yalnızca antifriz koyarsanız su molekülleri olmayacağından antifiriziniz çabucak donacaktır. Sakın bu yanılgıya düşmeyin.
Donmayı önlemek daha doğrusu geciktirmek iki taraflı çalışıyor. Su da antifirizin donma derecesini düşürür. Sonuç olarak otomobilin soğutma suyuna önerilenden çok antifiriz konmasının hiç bir yararı yoktur bilakis ziyanı vardır diyebiliriz.
Lütfen pahalı ayrıntıların olduğu bu çeşit makaleleri okumanız ve öğrenmesini istediğiniz bireylere paylaşmanız bizleri daha fazlaca motive edecektir. Yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın.