Gümüşhane’nin Torul ilçesi hudutlarında bulunan ve “Gümüşhane’nin yer altı sarayı” olarak nitelendirilen dünyaca ünlü mağara turistlerin akınına uğradı.
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sonlarında bulunan ve ismini tıpkı isimli mahalleden alan Karaca Mağarası son periyotta bilhassa yabancı turistlerin uğrak yeri oldu.
Nisan ayında ziyarete açılan ve ağır kar yağışlarına kadar ziyarete açık tutulması planlanan mağarayı görmek için bugüne kadar yüzbinlerce kişi ziyaret etti.
Sarkıt, dikit, damlataşı usullerinin en ağır, en hoş ve en görkemli örneklerine sahip olan Karaca Mağarası Gümüşhane-Trabzon karayoluna 4 kilometre aralıkta yer alıyor.
Denizden bin 550 metre yükseklikte, ortalama tavan yüksekliği 18 metre ve toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekare.
Mağaraya gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler yüksek tavanlardan aşağıya ve tam zıddı istikamette milyonlarca yılda oluşan dayanılmaz görüntüyle karşılaşıyor.
Devasa sarkıt, dikit ve sütunlarla mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları, mağara gülleri üzere oluşumlar turistleri hayranlık ve şaşkınlık içerisinde bırakıyor.
Gümüşhane Vilayet Özel İdaresi’nin şirketi tarafınca işletilen ve yaklaşık 150 milyon yıllık dolomitik kireç taşlarının varlıklı yeraltı suları tarafınca aşındırılmasıyla oluşan ve pasif karakterli bir mağara olan Karaca Mağiçindeki sarkıt ve dikitlerin 15 milyon yıl yaşında olduğu varsayım ediliyor.
Yatay istikamette gelişim gösteren 6 farklı salonun birleşmesinden bir ortaya gelen mağaranın içerisinde sarkıt, dikit, sütun, org desenli duvarlar, bayrak yolları, perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları ve mağara gülleri yer alıyor.
Mağaranın ılık ve nemli havasının teneffüs yolları hastalıklarına da âlâ geldiği rivayet ediliyor.
Karaca Mağarası’nın yöre sakinlerinden Jeoloji Mühendisi Şükrü Eroz tarafınca 1983 yılında bulunmuş ve 1996 senelerında da turizme açılmıştır. bununla birlikte Karaca Mağarası bilhassa teneffüs hastalıklarına (astım vs.) uygun gelmektedir.
Bulunduğu alanda üst kretase formasyonları geniş bir yayılışa sahiptir.
Bunlar çoklukla andezitik ve bazaltik lavlar ile tüflerden ve aglomeralardan oluşmaktadır.
Bu serinin toplam kalınlığı 1000 m’yi bulmakta ve içerisinde yer yer kalker, marn ve grelerden oluşan ve kalınlığı 100 m ile 200 m içinde değişen arakatkılar vardır.
Karaca Mağarası da bu seri içerisinde karakterli volkanitlerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme imkanı bulmuştur.
Mağara yatay tarafta gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört başka salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir.
Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır.
Mağaranın girişi bir insan uzunluğu yükseklikte başlayıp içeriye yanlışsız gidildikçe bir huni halinde genişlemektedir.
Karaca Mağarasını bir bütün olarak ele aldığımızda giriş noktasından en uç noktaya 105 m uzunlukta.
Tavan yüksekliği ise ortalama 18 m’dir.
Mağaranın toplam iç alanı ise 1500 m2’dir.
Dağların ortasında tabiatıyla oluştu:
Herkes zımnî sarayı görmeye gidecek
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sonlarında bulunan ve ismini tıpkı isimli mahalleden alan Karaca Mağarası son periyotta bilhassa yabancı turistlerin uğrak yeri oldu.
Nisan ayında ziyarete açılan ve ağır kar yağışlarına kadar ziyarete açık tutulması planlanan mağarayı görmek için bugüne kadar yüzbinlerce kişi ziyaret etti.
Sarkıt, dikit, damlataşı usullerinin en ağır, en hoş ve en görkemli örneklerine sahip olan Karaca Mağarası Gümüşhane-Trabzon karayoluna 4 kilometre aralıkta yer alıyor.
Denizden bin 550 metre yükseklikte, ortalama tavan yüksekliği 18 metre ve toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekare.
Mağaraya gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler yüksek tavanlardan aşağıya ve tam zıddı istikamette milyonlarca yılda oluşan dayanılmaz görüntüyle karşılaşıyor.
Devasa sarkıt, dikit ve sütunlarla mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları, mağara gülleri üzere oluşumlar turistleri hayranlık ve şaşkınlık içerisinde bırakıyor.
Gümüşhane Vilayet Özel İdaresi’nin şirketi tarafınca işletilen ve yaklaşık 150 milyon yıllık dolomitik kireç taşlarının varlıklı yeraltı suları tarafınca aşındırılmasıyla oluşan ve pasif karakterli bir mağara olan Karaca Mağiçindeki sarkıt ve dikitlerin 15 milyon yıl yaşında olduğu varsayım ediliyor.
Yatay istikamette gelişim gösteren 6 farklı salonun birleşmesinden bir ortaya gelen mağaranın içerisinde sarkıt, dikit, sütun, org desenli duvarlar, bayrak yolları, perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları ve mağara gülleri yer alıyor.
Mağaranın ılık ve nemli havasının teneffüs yolları hastalıklarına da âlâ geldiği rivayet ediliyor.
Karaca Mağarası’nın yöre sakinlerinden Jeoloji Mühendisi Şükrü Eroz tarafınca 1983 yılında bulunmuş ve 1996 senelerında da turizme açılmıştır. bununla birlikte Karaca Mağarası bilhassa teneffüs hastalıklarına (astım vs.) uygun gelmektedir.
Bulunduğu alanda üst kretase formasyonları geniş bir yayılışa sahiptir.
Bunlar çoklukla andezitik ve bazaltik lavlar ile tüflerden ve aglomeralardan oluşmaktadır.
Bu serinin toplam kalınlığı 1000 m’yi bulmakta ve içerisinde yer yer kalker, marn ve grelerden oluşan ve kalınlığı 100 m ile 200 m içinde değişen arakatkılar vardır.
Karaca Mağarası da bu seri içerisinde karakterli volkanitlerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme imkanı bulmuştur.
Mağara yatay tarafta gelişme göstermiş, elipse benzeyen dört başka salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir.
Bu salonlardan ikisi çatlak sistemlerinden sızan suların oluşturduğu duvar damlataşları ile ikiye bölünmüş ve salon sayısı altıya çıkmıştır.
Mağaranın girişi bir insan uzunluğu yükseklikte başlayıp içeriye yanlışsız gidildikçe bir huni halinde genişlemektedir.
Karaca Mağarasını bir bütün olarak ele aldığımızda giriş noktasından en uç noktaya 105 m uzunlukta.
Tavan yüksekliği ise ortalama 18 m’dir.
Mağaranın toplam iç alanı ise 1500 m2’dir.
Dağların ortasında tabiatıyla oluştu:
Herkes zımnî sarayı görmeye gidecek