Hafriyatlarda 2 bin 500 yıllık Pers yolu, Anadolu’da birinci sefer bulunan ateşgede ve epey sütunlu ibadethane üzere dinî kompleksle karşılaşıldı. Oluz Höyük Hafriyat Lideri Prof. Dr. Şevket Dönmez, bu durumun Persleri tapınak bilmedikleri ve ibadetlerini açık havada yapan bir medeniyet olarak anlatan Herodot’un aktardıklarıyla örtüşmediğini söylemiş oldu.
İki bin 500 yıllık Pers yolu ve dini kompleks
Bu yıl 16. dönemine giren kazıların adeta tarihe ışık tuttuğuna değinen Prof. Dr. Dönmez, “Herodot Perslerin tapınak bilmediklerini, heykel, sunak yapmadıklarını ve ibadetlerini açık havada yaptıklarını anlatıyor. Oluz Höyük’ten elde ettiğimiz bilgiler Perslerin tahminen Anadolu külçeşidinin de tesiriyle birlikte dinlerine bir mimari kimlik kazandırdıklarını, epey kompleks bir tapınak yaptıklarını, hatta tapınak ve din sisteminin de bugünkü tek ilahlı dinlerin de prototipini oluşturacak kadar fazla özelliğe sahip olduğunu bize gösteriyor” diye konuştu.
Oluz Höyük’ün her katmanı bir kitap sayfası gibi
Bu yıla kadar 10 katman saptadıklarını Oluz Höyük’ün her katmanının bir kitap sayfası üzere arkeolojik kimlik kazandırdığını vurgulayan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, “Artık rahatça Oluz Höyük yardımıyla Amasya’da Pers, Frig, Hitit periyodu var diyoruz. Bunları sivil, dinî bulgularla, devasa mimari kalıntılarla ortaya koyuyoruz” dedi.
Bulunan bin yıllık Türk mezarlığı ile Kırgızistan’daki mezarlar benzer
Malazgirt Savaşı’ndan yaklaşık 100 yıl evvel Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen öncü Türklerin mezarlarını Oluz Höyük kazılarında bulmalarının akabinde süren çalışmanın enteresan sonuçlar ortaya koyduğuna işaret eden Şevket Dönmez, “Bulunan bin yıllık Türk mezarlığı ile Kırgızistan’daki Suttuu-Bulak mezarlığı ile Oluz Höyük’teki mezarlar hem tarihi periyot, birebir vakitte meyyit gömme gelenekleri açısından birbirlerine fazlaca benziyorlar” biçiminde konuştu.
Dönmez, hafriyat projesine müsaade ve takviye veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile katkı sağlayan Türk Tarih Kurumu, Amasya Valiliği ve Amasya Belediyesi’ne teşekkür etti.
İki bin 500 yıllık Pers yolu ve dini kompleks
Bu yıl 16. dönemine giren kazıların adeta tarihe ışık tuttuğuna değinen Prof. Dr. Dönmez, “Herodot Perslerin tapınak bilmediklerini, heykel, sunak yapmadıklarını ve ibadetlerini açık havada yaptıklarını anlatıyor. Oluz Höyük’ten elde ettiğimiz bilgiler Perslerin tahminen Anadolu külçeşidinin de tesiriyle birlikte dinlerine bir mimari kimlik kazandırdıklarını, epey kompleks bir tapınak yaptıklarını, hatta tapınak ve din sisteminin de bugünkü tek ilahlı dinlerin de prototipini oluşturacak kadar fazla özelliğe sahip olduğunu bize gösteriyor” diye konuştu.
Oluz Höyük’ün her katmanı bir kitap sayfası gibi
Bu yıla kadar 10 katman saptadıklarını Oluz Höyük’ün her katmanının bir kitap sayfası üzere arkeolojik kimlik kazandırdığını vurgulayan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, “Artık rahatça Oluz Höyük yardımıyla Amasya’da Pers, Frig, Hitit periyodu var diyoruz. Bunları sivil, dinî bulgularla, devasa mimari kalıntılarla ortaya koyuyoruz” dedi.
Bulunan bin yıllık Türk mezarlığı ile Kırgızistan’daki mezarlar benzer
Malazgirt Savaşı’ndan yaklaşık 100 yıl evvel Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen öncü Türklerin mezarlarını Oluz Höyük kazılarında bulmalarının akabinde süren çalışmanın enteresan sonuçlar ortaya koyduğuna işaret eden Şevket Dönmez, “Bulunan bin yıllık Türk mezarlığı ile Kırgızistan’daki Suttuu-Bulak mezarlığı ile Oluz Höyük’teki mezarlar hem tarihi periyot, birebir vakitte meyyit gömme gelenekleri açısından birbirlerine fazlaca benziyorlar” biçiminde konuştu.
Dönmez, hafriyat projesine müsaade ve takviye veren Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile katkı sağlayan Türk Tarih Kurumu, Amasya Valiliği ve Amasya Belediyesi’ne teşekkür etti.