Eylemciler daha fazla miting ve sivil itaatsizlik çağrısı yaparken İran’da protestolar devam ediyor. Son görüntülerde, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu Sanandaj kentinde protestocuların “diktatöre lanet olsun” sloganları atıldığı görülüyor.
İran güvenlik güçleri göstericilere yönelik şiddetli baskılarını sürdürürken, ülke hükümeti uluslararası tepkilerle karşı karşıya.
İran’ın BM büyükelçisinin görevden aldığı huzursuzluğu ele alması nedeniyle eleştirildi.
Amir Saeid Jalil, “İfade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları İran anayasası tarafından tanınır” dedi. Ayrıca İran halkının bu haklardan yararlanması hükümet tarafından her zaman desteklenmiştir” dedi.
İran protestoları nasıl başladı?
Protestolar, Mahsa Amini adlı 22 yaşındaki Kürt kadının ölümünün ardından başladı. İran’ın katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği için 13 Eylül’de Tahran’da ahlak polisi tarafından tutuklandı.
Raporlar, memurların onu kafasına dövdüğünü söylüyor, ancak polis kalp krizi geçirdiğini iddia ediyor. İddialarını desteklemek için yetkililer, Amini’nin istasyonda çöküşünün görüntülerini yayınladı.
Ancak ailesi kalp krizi geçirdiğini reddediyor. Görüntüler ve ardından komada olan görüntüleri İran vatandaşları arasında öfkeye yol açtı.
Daha sonra ilk gösteriler, kadınların protesto amacıyla başörtülerini sökerken, yakarak ya da saçlarını keserek kendilerini filme almalarıyla başladı.
Protestoların etkisi ne oldu?
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, protestoların ABD, İsrail ve diğer yabancı ülkeler tarafından başlatıldığını ve körüklendiğini söyleyerek bu protestoların etkisini küçümsedi ve eleştirmenlerin uydurma olduğu iddiasını reddetti.
Şu anda altıncı haftasında olan protestolar, İran’da değişim talep eden kız öğrenciler ve kadınları içeriyor.
“Kadın, yaşam, özgürlük”, “Diktatöre ölüm” gibi sloganlar atan bu talepler, daha fazla özgürlük istemekten, devleti devirerek tam bir rejim değişikliğine kadar uzanıyor.
İran İnsan Hakları adlı STK’ya göre, ülke çapında devam eden protestolarda 40’ı çocuk ve 24’ü kadın olmak üzere en az 277 kişi öldürüldü.
Güvenlik güçleri barışçıl protestocuları öldürmeyi reddetti, ancak protestolarda çekilen videolar aksini gösteriyor.
Hükümet karşıtı protestolarla bağlantılı olarak 1000’den fazla kişi tutuklandı ve suçlandı ve bazıları ölüm cezasına çarptırıldı.
İran güvenlik güçleri göstericilere yönelik şiddetli baskılarını sürdürürken, ülke hükümeti uluslararası tepkilerle karşı karşıya.
İran’ın BM büyükelçisinin görevden aldığı huzursuzluğu ele alması nedeniyle eleştirildi.
Amir Saeid Jalil, “İfade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakları İran anayasası tarafından tanınır” dedi. Ayrıca İran halkının bu haklardan yararlanması hükümet tarafından her zaman desteklenmiştir” dedi.
İran protestoları nasıl başladı?
Protestolar, Mahsa Amini adlı 22 yaşındaki Kürt kadının ölümünün ardından başladı. İran’ın katı kıyafet kurallarını ihlal ettiği için 13 Eylül’de Tahran’da ahlak polisi tarafından tutuklandı.
Raporlar, memurların onu kafasına dövdüğünü söylüyor, ancak polis kalp krizi geçirdiğini iddia ediyor. İddialarını desteklemek için yetkililer, Amini’nin istasyonda çöküşünün görüntülerini yayınladı.
Ancak ailesi kalp krizi geçirdiğini reddediyor. Görüntüler ve ardından komada olan görüntüleri İran vatandaşları arasında öfkeye yol açtı.
Daha sonra ilk gösteriler, kadınların protesto amacıyla başörtülerini sökerken, yakarak ya da saçlarını keserek kendilerini filme almalarıyla başladı.
Protestoların etkisi ne oldu?
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, protestoların ABD, İsrail ve diğer yabancı ülkeler tarafından başlatıldığını ve körüklendiğini söyleyerek bu protestoların etkisini küçümsedi ve eleştirmenlerin uydurma olduğu iddiasını reddetti.
Şu anda altıncı haftasında olan protestolar, İran’da değişim talep eden kız öğrenciler ve kadınları içeriyor.
“Kadın, yaşam, özgürlük”, “Diktatöre ölüm” gibi sloganlar atan bu talepler, daha fazla özgürlük istemekten, devleti devirerek tam bir rejim değişikliğine kadar uzanıyor.
İran İnsan Hakları adlı STK’ya göre, ülke çapında devam eden protestolarda 40’ı çocuk ve 24’ü kadın olmak üzere en az 277 kişi öldürüldü.
Güvenlik güçleri barışçıl protestocuları öldürmeyi reddetti, ancak protestolarda çekilen videolar aksini gösteriyor.
Hükümet karşıtı protestolarla bağlantılı olarak 1000’den fazla kişi tutuklandı ve suçlandı ve bazıları ölüm cezasına çarptırıldı.