İtalya’nın Bologna kentinde 1990 yılında dünyaya gelen Simone Mulas isimli genç adam, 9 yaşında fotoğraf çizmeye başladı.
Anne ve baba da sanatçı olan Mulas, kendisini bildi bileli resmi çizdiğini söylemiş oldu.
Genç ve yetenekli sanatçı, 9 yaşından 31 yaşına kadarki geçen süreçte yaptığı çizimleri toplumsal medyada paylaştı.
Vakit ortasında gelişen fotoğraf kabiliyetini yıl yıl paylaşan sanatkarın o süper çalışmaları binlerce beğeni aldı.
Hiperrealist (yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafa benzeyen bir fotoğraf ve heykel türü) üslupta resmiler çizen Mulas’ın fotoğraftan farksız portreleri gorenleri hayran bırakıyor.
Öbür insanların bilakis epeyce heyecan verici bir konutta büyüdüğünü söyleyen Mulas sanatıyla ilgili şunları söylemiş oldu:
Sanat en başından beri hayatın doğal bir modülü üzere görünüyordu.
Annemin yağlı boya tabloları – gizemli, yarı kübistik ve renkli – duvarlarda asılıydı.
Babam oturma odasında her yerde talaşlarla oymalar yapardı ve bitmiş oyma figürleri ailenin üyeleri üzere dikilirdi.
Kendimi ‘kendi kendini yetiştirmiş’ bir sanatçı olarak görüyorum.
Bu ne manaya geliyor?
Görsel sanatlar alanında rastgele bir resmi eğitim almadım.
Bir müfredat takip etmedim ya da tam olarak nerede ve ne okuyacağımı söylemedim.
Ancak gayretlerimi teknik olarak kendimi geliştirmeye yönelik farklı kaynaklardan, kılavuzlar, kitaplar üzere farklı kaynaklardan geliştirmeye odakladım.
Görüntüler, atölyeler, resmi olmayan çevrimiçi kurslar ve büyük ölçüde deneme yanılma.
Anne ve baba da sanatçı olan Mulas, kendisini bildi bileli resmi çizdiğini söylemiş oldu.
Genç ve yetenekli sanatçı, 9 yaşından 31 yaşına kadarki geçen süreçte yaptığı çizimleri toplumsal medyada paylaştı.
Vakit ortasında gelişen fotoğraf kabiliyetini yıl yıl paylaşan sanatkarın o süper çalışmaları binlerce beğeni aldı.
Hiperrealist (yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafa benzeyen bir fotoğraf ve heykel türü) üslupta resmiler çizen Mulas’ın fotoğraftan farksız portreleri gorenleri hayran bırakıyor.
Öbür insanların bilakis epeyce heyecan verici bir konutta büyüdüğünü söyleyen Mulas sanatıyla ilgili şunları söylemiş oldu:
Sanat en başından beri hayatın doğal bir modülü üzere görünüyordu.
Annemin yağlı boya tabloları – gizemli, yarı kübistik ve renkli – duvarlarda asılıydı.
Babam oturma odasında her yerde talaşlarla oymalar yapardı ve bitmiş oyma figürleri ailenin üyeleri üzere dikilirdi.
Kendimi ‘kendi kendini yetiştirmiş’ bir sanatçı olarak görüyorum.
Bu ne manaya geliyor?
Görsel sanatlar alanında rastgele bir resmi eğitim almadım.
Bir müfredat takip etmedim ya da tam olarak nerede ve ne okuyacağımı söylemedim.
Ancak gayretlerimi teknik olarak kendimi geliştirmeye yönelik farklı kaynaklardan, kılavuzlar, kitaplar üzere farklı kaynaklardan geliştirmeye odakladım.
Görüntüler, atölyeler, resmi olmayan çevrimiçi kurslar ve büyük ölçüde deneme yanılma.