Ziynet eşyaları bedeli hangi tarihe göre hesaplanır ?

Ela

New member
Arkadaşlar selam,

Bugün sizlere çok tanıdık bir duyguyu taşıyan bir hikâyeden bahsetmek istiyorum: **Askerlik izni.** Kaç gün olduğu belki bir yönetmelik maddesinde yazıyor, ama bu sürenin gerçekte ne anlama geldiği; sevinç, özlem, kavuşma ve ayrılık arasında gidip gelen insan hikâyeleriyle dolu. Hadi gelin, bu konuyu hem kalbimize hem de aklımıza dokunacak bir şekilde konuşalım.

---

Eve Gelen Haber

Köyün meydanında çocuklar top oynarken, Ayşe elinde telefonla bekliyordu. Günlerdir oğlundan haber alamamıştı. Nihayet arama geldi: “Anne, izne geliyorum. Sadece on günlüğüne…” O an Ayşe’nin gözünden yaşlar aktı. On gün, aslında koca bir yılın özlemini sığdırmak için çok kısa, ama kavuşmanın verdiği huzur için de çok değerliydi.

İşte askerlik izni dediğimiz şey, kâğıt üzerinde “10 gün” ya da “15 gün” yazan bir izin süresi değil; anne için bir sarılma, kardeş için yeniden birlikte gülme, eş için özlenen bir bakış, çocuk için babanın dizine başını koyma demek.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakışı

Hikâyenin diğer tarafında ise Ahmet vardı. Askerlik sürecini yaşayan genç bir adam… Onun için mesele daha stratejikti: “İznimi nasıl en verimli kullanırım? Ailemi görmeli, arkadaşlarımla buluşmalı, belki birkaç resmi evrak işimi de halletmeliyim.” Erkeklerin çoğunda bu yaklaşımı görüyoruz; iznin süresini bir kaynak gibi planlıyor, günlere bölüyor, adeta bir taktik haritası çıkarıyorlar.

Ahmet’in kafasında şu hesaplar dönüyordu: İlk gün aileyle, ikinci gün resmi işlemler, üçüncü gün sevdiği kızla görüşme… Geri kalan günlerde de biraz dinlenme. On gün, bir askerin zihninde koca bir proje planı gibi duruyordu.

---

Kadınların Empatik Yaklaşımı

Ayşe’nin bakışı ise çok daha farklıydı. O, oğlunun kaç gün izinli olduğunu değil, onunla geçireceği anların kalitesini düşünüyordu: “Acaba en sevdiği yemekleri pişirsem mi? Yoksa aileyi bir araya mı toplasam?” Kadınların bu empatik yaklaşımı, askerlik izninin duygusal anlamını daha da büyütüyor. Çünkü onlar, bu kısa süreyi ilişkileri tazelemek, aile bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak görüyorlar.

Ahmet’in nişanlısı Elif de aynı hislerle yanıyordu: “Bir günüm bile ziyan olmasın, her dakikası bana kalsın…” Onlar için askerlik izni, beklemenin ödülüydü.

---

Resmi Gerçekler ve İnsan Hikâyeleri

Mevzuata göre askerlikte izin süresi genellikle **10 gün** olarak düzenlenmiştir. Bazı durumlarda (örneğin uzun dönem askerlikte ya da özel mazeretlerde) bu süre 15 güne kadar çıkabiliyor. Kimi birliklerde tatbikat ya da özel görevler izin sürelerini etkileyebiliyor.

Ama mesele şu ki; yönetmeliklerdeki bu gün sayıları, insanların hayatında bambaşka bir anlama bürünüyor. İznin günü değil, duygusu konuşuluyor. On gün, anne için yeniden doğuş gibi gelirken, askerdeki evlat için “geri sayımın bir molası” oluyor.

---

Bir Köydeki Bayram

Ahmet köyüne vardığında, sadece ailesi değil, komşular da onu bekliyordu. Çünkü askerlik izni, bireysel değil, toplumsal bir olaydır. Köyde bir genç asker izne geldiğinde herkesin yüzünde tebessüm olur. Kahveler açılır, sohbetler uzar, eski anılar canlanır.

Kadınlar mutfakta hummalı bir telaşla yemekler hazırlarken, erkekler askerden gelen genci sorularla bunaltır: “Komutanın nasıl, nöbetler zor mu?” İşte burada da toplumsal cinsiyet rollerini görebiliyoruz. Kadınlar duygusal alanı sıcak tutarken, erkekler daha çok stratejik sorularla işin zorluk tarafına eğiliyor.

---

Askerlik İzninin Toplumsal Yönü

İzin süresi aslında sadece bireyleri değil, toplumu da etkiliyor. Uzun süre evladını görmeyen aileler için bu izin, moral kaynağı oluyor. Toplum içinse “askerlik görevinin devam ettiği ama bağların kopmadığı” mesajını taşıyor.

Düşünün; izne çıkan bir asker, köydeki çocuklara umut oluyor: “Ben de büyüyünce asker olacağım!” Aileler içinse gurur kaynağı. Toplumsal dayanışmayı canlı tutan küçük ama güçlü bir ritüel.

---

Forumdaşlara Sorular

* Sizce askerlik izni kaç gün olmalı? Daha uzun olması, aileler için bir ihtiyaç mı yoksa görevin disiplinine zarar mı verir?

* Erkeklerin stratejik ve çözüm odaklı bakışı ile kadınların empatik yaklaşımı bu süreçte nasıl birbirini tamamlıyor?

* Siz ya da yakınlarınız askerlik izni yaşadınız mı, bu sürenin sizin için en anlamlı tarafı neydi?

* Gelecekte askerlik sistemi değişirse, izin kavramı da değişir mi?

---

Son Söz

Askerlik izni, yönetmeliklerde “10 gün” diye yazabilir ama insan hayatında bu süre çok daha fazlasıdır. Bir kavuşma, bir moral kaynağı, bir toplumsal ritüel… Erkeklerin planlı ve stratejik bakışıyla kadınların empatik ve duygusal yaklaşımı birleştiğinde ortaya bambaşka bir tablo çıkar.

Asıl mesele izin süresinin uzunluğu değil, o sürenin nasıl yaşandığıdır. Çünkü bazen bir gün bile, koca bir ömrün özlemini gidermeye yetebilir.

Peki forumdaşlar, sizin hikâyelerinizde askerlik izni nasıl bir anlama sahip?
 
Üst