AB, bloğun dış politika şefine göre, NATO’ya katılmayı beklerken bile, bir Rus saldırısı durumunda Finlandiya ve İsveç’i savunmaya hazır.
Josep Borrell, Avrupa savunma bakanlarının Salı günü Brüksel’de yaptığı toplantıda, iki İskandinav ülkesinin NATO üyeliğine başvurma konusundaki nihai kararını memnuniyetle karşıladı.
Finlandiya ve İsveç’e bir saldırı olması durumunda AB Antlaşmalarının 42.7. maddesinin tetiklenip tetiklenmeyeceği sorulduğunda Borrell açıktı.
“Bir devlet kendi topraklarında saldırıya uğrarsa, Avrupa Birliği üyesi bir devlete silahlı saldırı yapılırsa bu devlet başkalarından yardım isteyebilir. Yüksek Temsilci Salı günü gazetecilere verdiği demeçte, tüm imkanlarıyla bunu yapmakla yükümlüdür.
AB’nin Lizbon Antlaşması’nın 42.7. Maddesi, bir üye devletin kendi topraklarına karşı silahlı saldırının kurbanı olması durumunda, bloğun diğer üyelerinin “yardım yükümlülüğüne” sahip olduğunu söyleyen dayanışma maddesidir. ve güçlerinin yettiği tüm araçlarla ona yardım etmek”.
İngiltere, geçen hafta NATO’nun en yeni üyeleri olabilecek kişilere güvenlik garantisi de verdi.
Fakat Rusya’nın bu iki ülkeye saldırma riski ne kadar gerçek?
Rasmussen Küresel’de siyasi analist olan Fabrice Pothier için, Putin şimdilik bununla pek ilgilenmiyor.
Pothier, Euronews’e verdiği demeçte, “Açıkçası, Moskova olaya oldukça ılımlı bir yaklaşım benimsedi. Demek istediğim, açıkçası bu konuda mutsuz olduklarını söylediler.”
“Bazı askeri-teknik önlemler almakla tehdit etmişlerdi ama sonuçta siyasi kararı kabul ettiler. Kabul etmeyecekleri ve Putin’in burada kırmızı bir çizgi çizmeye çalıştığını düşünüyorum. Her türlü NATO gücü kendi topraklarında konuşlandırılıyor” dedi.
AB ayrıca Ukrayna ordusuna 500 milyon € daha mali destek sağlayacağını ve bloğun ülke için toplam askeri fonlarının toplam değerini 2 milyar €’ya çıkaracağını söyledi.
Para, Avrupa Barış Tesisi aracılığıyla sağlanıyor ve Ukrayna’nın Rusya’nın işgaline karşı devam eden mücadelesi için silah ve teçhizat tedarik etmesine izin veriyor.
Josep Borrell, Avrupa savunma bakanlarının Salı günü Brüksel’de yaptığı toplantıda, iki İskandinav ülkesinin NATO üyeliğine başvurma konusundaki nihai kararını memnuniyetle karşıladı.
Finlandiya ve İsveç’e bir saldırı olması durumunda AB Antlaşmalarının 42.7. maddesinin tetiklenip tetiklenmeyeceği sorulduğunda Borrell açıktı.
“Bir devlet kendi topraklarında saldırıya uğrarsa, Avrupa Birliği üyesi bir devlete silahlı saldırı yapılırsa bu devlet başkalarından yardım isteyebilir. Yüksek Temsilci Salı günü gazetecilere verdiği demeçte, tüm imkanlarıyla bunu yapmakla yükümlüdür.
AB’nin Lizbon Antlaşması’nın 42.7. Maddesi, bir üye devletin kendi topraklarına karşı silahlı saldırının kurbanı olması durumunda, bloğun diğer üyelerinin “yardım yükümlülüğüne” sahip olduğunu söyleyen dayanışma maddesidir. ve güçlerinin yettiği tüm araçlarla ona yardım etmek”.
İngiltere, geçen hafta NATO’nun en yeni üyeleri olabilecek kişilere güvenlik garantisi de verdi.
Fakat Rusya’nın bu iki ülkeye saldırma riski ne kadar gerçek?
Rasmussen Küresel’de siyasi analist olan Fabrice Pothier için, Putin şimdilik bununla pek ilgilenmiyor.
Pothier, Euronews’e verdiği demeçte, “Açıkçası, Moskova olaya oldukça ılımlı bir yaklaşım benimsedi. Demek istediğim, açıkçası bu konuda mutsuz olduklarını söylediler.”
“Bazı askeri-teknik önlemler almakla tehdit etmişlerdi ama sonuçta siyasi kararı kabul ettiler. Kabul etmeyecekleri ve Putin’in burada kırmızı bir çizgi çizmeye çalıştığını düşünüyorum. Her türlü NATO gücü kendi topraklarında konuşlandırılıyor” dedi.
AB ayrıca Ukrayna ordusuna 500 milyon € daha mali destek sağlayacağını ve bloğun ülke için toplam askeri fonlarının toplam değerini 2 milyar €’ya çıkaracağını söyledi.
Para, Avrupa Barış Tesisi aracılığıyla sağlanıyor ve Ukrayna’nın Rusya’nın işgaline karşı devam eden mücadelesi için silah ve teçhizat tedarik etmesine izin veriyor.