ABD Hazine başkanına göre, Batılı ülkeler Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının neden olduğu artan ekonomik oynaklıkla boğuşurken, Ukrayna’nın yeni bir Marshall Planına ihtiyacı var.
Salı günü Brüksel Ekonomik Forumu’nda konuşan Hazine Bakanı Janet Yellen, Batılı müttefiklerin finansman çabalarına rağmen çatışmanın maliyetlerinin artmaya devam etmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Yellen, Almanya’nın önde gelen 7 ekonomi grubunun (G7) maliye bakanları toplantısı öncesinde Belçika başkentindeydi. Yellen Salı günü yaptığı açıklamada,
“Şu ana kadar açıklanan ikili ve çok taraflı desteğin kısa vadede bile Ukrayna’nın ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği açık” dedi.
“Ve tüm ortaklarımızdan Ukrayna’ya mali desteklerini artırmada bize katılmalarını içtenlikle rica ediyorum.”
Savaş, yeşil geçişi yavaşlatma endişelerini artırıyor
Marshall Planı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından desteklenen, Avrupa ekonomilerinin yeniden inşasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir finansman projesiydi.
Ve şimdi Ukrayna’daki savaş AB’de Yeşil Anlaşma gibi büyük politika hedeflerinin artık ikinci plana atılabileceği ve iklim açısından nötr bir ekonomiye geçişi yavaşlatabileceği konusunda endişelere yol açtı.
Ancak Avrupa Komisyonu mevcut durumu geçiş sürecini hızlandırmak için bir fırsat olarak görüyor.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis Euronews’e verdiği demeçte, “Ukrayna’daki savaş bizi iklim hedeflerimizi, 2050’ye kadar iklim tarafsızlığı, 2030’a kadar %55 emisyon azaltma hedeflerimizi değiştirmeye zorlamıyor.”
“Herhangi bir şey varsa, bu geçişi daha acil hale getiriyor çünkü Rus fosil yakıtlarından hızla uzaklaşarak stratejik kararlar aldık.”
IndustriALL sendikasının genel sekreteri Luc Triangle’a göre, iklim geçişini hızlandırmak asil bir hedeftir, ancak yeterli sosyal önlemler alınmadan değil.
“Yeşil Anlaşma her şeyden önce bir sosyal anlaşma olmalı, hiç kimse geride bırakılmamalı, hiçbir bölge geride bırakılmamalı” dedi Triangle.
“Ancak bu sloganların ötesine geçmeli, sosyal boyutta somut çıktılar olması gerekiyor ve şu an için tavsiyeler görüyoruz, yönergeler görüyoruz, ancak yeterli sosyal eylem görmüyoruz.”
Salı günü Brüksel Ekonomik Forumu’nda konuşan Hazine Bakanı Janet Yellen, Batılı müttefiklerin finansman çabalarına rağmen çatışmanın maliyetlerinin artmaya devam etmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Yellen, Almanya’nın önde gelen 7 ekonomi grubunun (G7) maliye bakanları toplantısı öncesinde Belçika başkentindeydi. Yellen Salı günü yaptığı açıklamada,
“Şu ana kadar açıklanan ikili ve çok taraflı desteğin kısa vadede bile Ukrayna’nın ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği açık” dedi.
“Ve tüm ortaklarımızdan Ukrayna’ya mali desteklerini artırmada bize katılmalarını içtenlikle rica ediyorum.”
Savaş, yeşil geçişi yavaşlatma endişelerini artırıyor
Marshall Planı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD tarafından desteklenen, Avrupa ekonomilerinin yeniden inşasına yardımcı olmak için tasarlanmış bir finansman projesiydi.
Ve şimdi Ukrayna’daki savaş AB’de Yeşil Anlaşma gibi büyük politika hedeflerinin artık ikinci plana atılabileceği ve iklim açısından nötr bir ekonomiye geçişi yavaşlatabileceği konusunda endişelere yol açtı.
Ancak Avrupa Komisyonu mevcut durumu geçiş sürecini hızlandırmak için bir fırsat olarak görüyor.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis Euronews’e verdiği demeçte, “Ukrayna’daki savaş bizi iklim hedeflerimizi, 2050’ye kadar iklim tarafsızlığı, 2030’a kadar %55 emisyon azaltma hedeflerimizi değiştirmeye zorlamıyor.”
“Herhangi bir şey varsa, bu geçişi daha acil hale getiriyor çünkü Rus fosil yakıtlarından hızla uzaklaşarak stratejik kararlar aldık.”
IndustriALL sendikasının genel sekreteri Luc Triangle’a göre, iklim geçişini hızlandırmak asil bir hedeftir, ancak yeterli sosyal önlemler alınmadan değil.
“Yeşil Anlaşma her şeyden önce bir sosyal anlaşma olmalı, hiç kimse geride bırakılmamalı, hiçbir bölge geride bırakılmamalı” dedi Triangle.
“Ancak bu sloganların ötesine geçmeli, sosyal boyutta somut çıktılar olması gerekiyor ve şu an için tavsiyeler görüyoruz, yönergeler görüyoruz, ancak yeterli sosyal eylem görmüyoruz.”