Bir insan duygularını neden bastırır ?

Selen

New member
[color=] Duygularını Bastırmanın Nedenleri: Erkek ve Kadın Perspektifinden Bir Karşılaştırma

Hepimiz duygularımızı zaman zaman bastırırız. Çoğu insan, anlık baskılar, toplumsal beklentiler veya kişisel sebepler nedeniyle hissettiklerini dışarıya yansıtmaz. Ancak bu bastırma davranışı, herkes için aynı şekilde gelişmez. Erkekler ve kadınlar, farklı toplumsal yapıların, kültürel kodların ve psikolojik etkilerin sonucunda duygularını farklı şekillerde bastırabilirler. Peki, duyguları bastırmak neden bu kadar yaygın? Erkeklerin ve kadınların bu davranışı nasıl deneyimlediğini anlamak, bu konuyu derinlemesine incelememizi sağlayacak.

[color=] Erkeklerin Duygularını Bastırma Sebepleri: Toplumsal Beklentiler ve 'Güçlü Olma' İhtiyacı

Erkekler, tarihsel olarak ve toplumsal olarak güç ve dayanıklılık simgeleri olarak kabul edilir. Birçok kültürde erkekler, ağlamamak, duygusal olarak zayıf görünmemek ve 'adam gibi' davranmak gibi beklentilerle karşı karşıyadır. Bu toplum baskıları, erkeklerin duygularını bastırmalarına yol açar. Bir araştırmaya göre, erkeklerin duygusal ifadelerle ilgili deneyimledikleri baskılar, onlara daha çok 'mantıklı ve pratik' olmaları gerektiğini hatırlatan bir çevrede büyüdüklerinde daha belirgin hale gelir (Fischer, 2017).

Özellikle, erkeklerin duygusal zayıflık veya kırılganlık olarak görülen duyguları ifade etmeleri, onları toplumsal olarak değersiz veya güçsüz hissettirebilir. Bu yüzden, erkekler sıklıkla duygusal deneyimlerini bastırır ve bunun yerine işlerini veya fiziksel aktivitelerini öne çıkararak rahatlamayı tercih ederler. Erkeklerin duygusal bastırma davranışlarını daha çok 'objektif' ve 'veri odaklı' bir yaklaşım benimseyerek gösterdikleri gözlemlenmiştir. Yani, duygusal ifadeler yerine daha mantıklı, pratik ve çözüm odaklı bir tutum sergileyebilirler.

Bir örnek üzerinden değerlendirecek olursak; iş yerindeki bir erkek çalışan, stresli bir projede duygusal olarak yorgun hissetse de bu duyguyu dile getirmektense, daha fazla çalışmayı tercih edebilir. "Bunu aşarım" yaklaşımı, bir tür duygusal bastırma biçimi olarak ortaya çıkabilir.

[color=] Kadınların Duygularını Bastırma Sebepleri: Toplumsal Rollerin Etkisi ve 'Empati' İhtiyacı

Kadınlar da duygusal bastırma davranışını yaşar, ancak bu genellikle daha farklı dinamiklerle şekillenir. Kadınlar, geleneksel olarak 'şefkatli', 'empatik' ve 'bağ kuran' bireyler olarak görülür. Bu, bazen kendilerini toplumsal olarak başkalarının duygusal ihtiyaçlarına göre şekillendirmelerine neden olabilir. Kadınlar, duygusal açıdan duyarlı ve başkalarının hislerini önemseyen bireyler olarak kabul edilirler. Ancak bu durumu dengede tutabilmek zor olabilir. Kadınların duygularını bastırmaları, toplumsal rollerin etkisiyle başkalarına hizmet etme ve onların ihtiyaçlarına odaklanma arzusundan kaynaklanabilir.

Kadınlar, duygusal ifadeyi bastırdıklarında daha sık, toplumsal normlardan kaynaklı suçluluk hissi veya yetersizlik duygusu yaşayabilirler. Birçok kadının karşılaştığı durumlardan biri, duygusal yorgunluğun ya da stresin iş yerindeki başarıyla dengelenmesi gerektiği baskısıdır. Kadınlar, duygusal zorlukları dile getirme konusunda kendilerini daha az özgür hissedebilirler, çünkü toplum, kadınları daha 'nazik' ve 'hoşgörülü' olarak görmek istemektedir.

Bir kadının işyerindeki bir projeyi başarıyla tamamlamış olması, bazen o kişinin kişisel duygusal ihtiyaçlarının geri planda kalmasına yol açabilir. Örneğin, bir kadın yoğun bir iş temposuyla başarılı bir şekilde başa çıkarken, evdeki eşine veya çocuklarına duygusal destek verme sorumluluğunu üstlenmek zorunda hissedebilir. Bu, duygusal bastırma davranışını, başkaları için 'güçlü' olma zorunluluğunun bir sonucu olarak gösteriyor.

[color=] Duyguların Bastırılmasının Psikolojik ve Fiziksel Etkileri

Her iki cinsiyet de duygularını bastırmanın uzun vadede psikolojik ve fiziksel etkilerinden muzdarip olabilir. Duygusal bastırma, bireylerin duygusal zeka gelişimlerini engeller, bu da iletişim becerilerinin zayıflamasına ve ilişkilerde zorluklara yol açabilir. Ayrıca, uzun süreli duygusal bastırma, stres ve kaygıyı artırabilir, hatta depresyon gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir (Gross, 2002).

Erkekler, duygusal bastırmayı genellikle fiziksel şekilde, örneğin aşırı alkol tüketimi ya da agresif davranışlar olarak dışa vurabilirken; kadınlar daha fazla içe dönük duygusal baskılarla, örneğin tükenmişlik hissi veya depresyonla karşılaşabilirler.

[color=] Sonuç ve Tartışmaya Açık Sorular

Duygusal bastırma, toplumsal cinsiyetle ne kadar bağlantılı olsa da, her bireyin deneyimi farklıdır. Erkekler ve kadınlar duygularını farklı biçimlerde bastırıyor olabilirler, ancak bu, her iki tarafın da insan olarak benzer temel duygusal ihtiyaçlara sahip olduğu gerçeğini değiştirmez. İronik bir şekilde, erkekler ve kadınlar, kendi toplumsal rollerine uygun davranmaya çalışırken aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarını göz ardı edebilirler.

Peki, sizce erkeklerin ve kadınların duygularını bastırma şekilleri, toplumsal rollerin ötesinde bireysel bir tercih mi? Duygusal bastırma daha çok erkeklerin mi yoksa kadınların mı yaşadığı bir problem? Bu davranışın hem kişisel hem de toplumsal düzeyde nasıl üstesinden gelinebilir?

Bu konuda sizin görüşleriniz nedir? Gerçek hayatta karşılaştığınız örneklerle deneyimlerinizi paylaşmak ister misiniz?

Kaynaklar:

- Fischer, A. H. (2017). Gender and Emotion: Social Psychological Perspectives. Cambridge University Press.

- Gross, J. J. (2002). Emotion Regulation: Affective, Cognitive, and Social Consequences. Psychophysiology.
 
Üst