Birleşmiş Milletler’e göre, ülkeyi kasıp kavuran savaşın son yıllarında 300.000’den fazla Suriye vatandaşı hayatını kaybetti. 2011’de başlayan çatışmanın sonu yakın değil.
BM Suriye Komisyonu başkanı Paulo Pinheiro Euronews’e verdiği röportajda, savaşçıları içermeyen bu rakamların durumun ciddiyetini yansıttığını söyledi.
Pinheiro, “Raporun çok net bir şekilde ortaya koyduğu bir şey, sivillerin korunmasının olmaması. Suriye’deki çatışmada hiçbir hizip, hiçbir taraf sivillerin hayatlarının korunmasını umursamıyor. Gerçek bu.” dedi.
Ayrıca, Şubat ayı sonlarında Rus işgalinden kaçan Suriyeliler ve Ukraynalıların gördüğü muameleyi karşılaştırırken, mültecilere ev sahipliği yapmanın çifte standardının “üzücü” olduğunu söylediği için pişman oldu.
Pinheiro, “Ukrayna’ya karşı hiç eleştirmediğim bir açıklık ve cömertlik var. Bunu hak ettiler. Ama aynı muamelenin Suriyeli mültecilere de uygulanmasını çok isterim” dedi.
Ulusal mahkemelerin elinde savaş suçları
AB üye ülkelerine giden milyonlarca Ukraynalı ile karşı karşıya kalan blok, Mart ayı başlarında Geçici Koruma Yönergesi adı verilen 2001 kuralını devreye soktu. Kanun, ülkeden kaçan Ukraynalı mültecilere ve ailelerine bir yıl ve üç yıla kadar ikamet, sağlık ve çalışma veya eğitim hakkı veriyor.
Suriyeliler, savaştan etkilenmelerine rağmen, 2015’teki mülteci krizinin en karanlık anlarında bile böyle bir yasadan hiçbir zaman yararlanamadı.
Pinheiro, Suriye’de işlenen savaş suçlarının sorumlularının uluslararası ceza mahkemelerine sevk edilip edilmeyeceği sorulduğunda, ulusal mahkemelerin başı çekeceğini kabul etti.
“Şu an için Ufukta Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevk için herhangi bir olasılık görmüyorum. Ve mevcut uluslararası konjonktürde bu mümkün değil çünkü […] büyük ihtimalle bu başvurunun vetosu tekrarlanacak. [BM] Güvenlik Konseyi’nde” dedi.
Rusya ve Çin, savaş suçları için soruşturma ve yargılama talep edenler de dahil olmak üzere, Suriye’deki savaşa ilişkin önyargılı olduğunu iddia ettikleri Batı destekli kararları engelleyen bir dizi BM Güvenlik Konseyi vetosunun arkasındaydı.
Olumlu olan, pek çok Avrupa ülkesinin insanlığa karşı suçları veya savaş suçlarını işleyen kişileri kovuşturması ve bazı durumlarda mahkum etmesidir” dedi.
Geçen Ocak ayında bir Alman mahkemesi Suriyeli bir albayı insanlığa karşı suç işlemekten suçlu buldu ve onu ömür boyu hapse mahkum etti.
BM Suriye Komisyonu başkanı Paulo Pinheiro Euronews’e verdiği röportajda, savaşçıları içermeyen bu rakamların durumun ciddiyetini yansıttığını söyledi.
Pinheiro, “Raporun çok net bir şekilde ortaya koyduğu bir şey, sivillerin korunmasının olmaması. Suriye’deki çatışmada hiçbir hizip, hiçbir taraf sivillerin hayatlarının korunmasını umursamıyor. Gerçek bu.” dedi.
Ayrıca, Şubat ayı sonlarında Rus işgalinden kaçan Suriyeliler ve Ukraynalıların gördüğü muameleyi karşılaştırırken, mültecilere ev sahipliği yapmanın çifte standardının “üzücü” olduğunu söylediği için pişman oldu.
Pinheiro, “Ukrayna’ya karşı hiç eleştirmediğim bir açıklık ve cömertlik var. Bunu hak ettiler. Ama aynı muamelenin Suriyeli mültecilere de uygulanmasını çok isterim” dedi.
Ulusal mahkemelerin elinde savaş suçları
AB üye ülkelerine giden milyonlarca Ukraynalı ile karşı karşıya kalan blok, Mart ayı başlarında Geçici Koruma Yönergesi adı verilen 2001 kuralını devreye soktu. Kanun, ülkeden kaçan Ukraynalı mültecilere ve ailelerine bir yıl ve üç yıla kadar ikamet, sağlık ve çalışma veya eğitim hakkı veriyor.
Suriyeliler, savaştan etkilenmelerine rağmen, 2015’teki mülteci krizinin en karanlık anlarında bile böyle bir yasadan hiçbir zaman yararlanamadı.
Pinheiro, Suriye’de işlenen savaş suçlarının sorumlularının uluslararası ceza mahkemelerine sevk edilip edilmeyeceği sorulduğunda, ulusal mahkemelerin başı çekeceğini kabul etti.
“Şu an için Ufukta Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevk için herhangi bir olasılık görmüyorum. Ve mevcut uluslararası konjonktürde bu mümkün değil çünkü […] büyük ihtimalle bu başvurunun vetosu tekrarlanacak. [BM] Güvenlik Konseyi’nde” dedi.
Rusya ve Çin, savaş suçları için soruşturma ve yargılama talep edenler de dahil olmak üzere, Suriye’deki savaşa ilişkin önyargılı olduğunu iddia ettikleri Batı destekli kararları engelleyen bir dizi BM Güvenlik Konseyi vetosunun arkasındaydı.
Olumlu olan, pek çok Avrupa ülkesinin insanlığa karşı suçları veya savaş suçlarını işleyen kişileri kovuşturması ve bazı durumlarda mahkum etmesidir” dedi.
Geçen Ocak ayında bir Alman mahkemesi Suriyeli bir albayı insanlığa karşı suç işlemekten suçlu buldu ve onu ömür boyu hapse mahkum etti.