Avrupa Merkez Bankası (ECB), avro bölgesinde yükselen fiyatları aşağı çekmek amacıyla faiz oranlarını artıracağını doğruladı.
ECB yaptığı açıklamada , zammın çoğu analistin beklediği gibi 0,25 yüzde puanı olacağını ve Temmuz ayında gerçekleşeceğini söyledi.
Eylül’de bir zam daha yapılacak.
Duyuru, on yıldan uzun bir süredir faiz oranlarındaki ilk artışı işaret ediyor ve gevşek para politikasının uzun bir bölümünü kapatıyor.
ECB Başkanı Christine Lagarde aylardır yükselen enflasyonu tanımlamak için “geçici” kelimesini kullanmıştı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından ekonomik tahminler alt üst oldu ve trend daha da şiddetlendi.
Savaşın, sürekli bir güç krizinin ve yeni tedarik zinciri kesintilerinin ittiği, avro bölgesindeki enflasyon, Mayıs ayında, merkez bankası tarafından istenen %2’lik yıllık hedefin dört katıyla rekor kıran %8,1’e ulaştı.
Tüketiciler ve şirketler artık öngörülemeyen fiyatlar ile karşı karşıya kalıyor ve bu da politika yapıcıları kısa vadede bir fark yaratmak için yapabilecekleri çok az şey olsa bile somut çözümler sunma baskısı altına sokuyor.
Enflasyon, bankaları stagflasyon başlamadan
önce faiz oranlarını yükseltme niyetlerini işaret etmiş olan diğer gelişmiş ekonomileri rahatsız ediyor.
Hareket, diğer bankaların gecelik ECB’ye para yatırmak için alacağı faizi belirleyen mevduat kolaylığı oranını doğrudan değiştirecek.
Oran, ülke borcu krizinin zirvesinde Temmuz 2012’de 0,00’a düşürüldü ve daha sonra dört kez daha düşürülerek Eylül 2019’da -0,50’ye kadar indi.
Perşembe günkü duyuru, oranın Temmuz ayında -0.25’e kadar çıkacağı anlamına geliyor.
Ana refinansman operasyonlarındaki faiz oranı benzer boyutta bir artış görecektir.
Başka bir zamanın işareti olarak, ECB, fiyat istikrarını sağlamak için borç krizi sırasında da uygulamaya konan alışılmadık bir önlem olan varlık satın alma programının (APP) sona erdiğini duyurdu.
Program kapsamında, ECB, değeri aylık 15 milyar € ila 80 milyar € arasında olan devlet ve şirket tahvilleri ile diğer varlığa dayalı menkul kıymetler satın alıyor.
APP’yi Haziran’da sona erdirerek ve Temmuz’da faiz oranlarını artırarak, ECB’nin ana hedefi, talebi kısmak ve fiyatlarda kademeli bir düşüşü teşvik etmek için tüketiciler ve işletmeler için borçlanmayı daha pahalı hale getirmektir.
Faiz oranlarındaki artış, şimdi borç verenlerin gelecekte geri ödendiğinde değer kaybetmemelerini de sağlar.
Ancak tedbir, likiditeyi daha kolay elde etmek ve borçlarını finanse etmek için yıllardır ECB’nin negatif faiz politikasına güvenen İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi borçlu ülkeleri etkileyebilir.
Perşembe günkü duyuru, büyük ölçüde, son haftaları Lagarde’ın ne kadar ileri gitmek isteyebileceğini düşünerek harcayan piyasalar ve yatırımcılar tarafından bekleniyordu. Sonunda, birkaç üye ülkenin önerdiği gibi 0,50’lik ani bir yükseliş yerine 0,25’lik dikkatli bir yükselişi tercih etti.
ECB yaptığı açıklamada , zammın çoğu analistin beklediği gibi 0,25 yüzde puanı olacağını ve Temmuz ayında gerçekleşeceğini söyledi.
Eylül’de bir zam daha yapılacak.
Duyuru, on yıldan uzun bir süredir faiz oranlarındaki ilk artışı işaret ediyor ve gevşek para politikasının uzun bir bölümünü kapatıyor.
ECB Başkanı Christine Lagarde aylardır yükselen enflasyonu tanımlamak için “geçici” kelimesini kullanmıştı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından ekonomik tahminler alt üst oldu ve trend daha da şiddetlendi.
Savaşın, sürekli bir güç krizinin ve yeni tedarik zinciri kesintilerinin ittiği, avro bölgesindeki enflasyon, Mayıs ayında, merkez bankası tarafından istenen %2’lik yıllık hedefin dört katıyla rekor kıran %8,1’e ulaştı.
Tüketiciler ve şirketler artık öngörülemeyen fiyatlar ile karşı karşıya kalıyor ve bu da politika yapıcıları kısa vadede bir fark yaratmak için yapabilecekleri çok az şey olsa bile somut çözümler sunma baskısı altına sokuyor.
Enflasyon, bankaları stagflasyon başlamadan
önce faiz oranlarını yükseltme niyetlerini işaret etmiş olan diğer gelişmiş ekonomileri rahatsız ediyor.
Hareket, diğer bankaların gecelik ECB’ye para yatırmak için alacağı faizi belirleyen mevduat kolaylığı oranını doğrudan değiştirecek.
Oran, ülke borcu krizinin zirvesinde Temmuz 2012’de 0,00’a düşürüldü ve daha sonra dört kez daha düşürülerek Eylül 2019’da -0,50’ye kadar indi.
Perşembe günkü duyuru, oranın Temmuz ayında -0.25’e kadar çıkacağı anlamına geliyor.
Ana refinansman operasyonlarındaki faiz oranı benzer boyutta bir artış görecektir.
Başka bir zamanın işareti olarak, ECB, fiyat istikrarını sağlamak için borç krizi sırasında da uygulamaya konan alışılmadık bir önlem olan varlık satın alma programının (APP) sona erdiğini duyurdu.
Program kapsamında, ECB, değeri aylık 15 milyar € ila 80 milyar € arasında olan devlet ve şirket tahvilleri ile diğer varlığa dayalı menkul kıymetler satın alıyor.
APP’yi Haziran’da sona erdirerek ve Temmuz’da faiz oranlarını artırarak, ECB’nin ana hedefi, talebi kısmak ve fiyatlarda kademeli bir düşüşü teşvik etmek için tüketiciler ve işletmeler için borçlanmayı daha pahalı hale getirmektir.
Faiz oranlarındaki artış, şimdi borç verenlerin gelecekte geri ödendiğinde değer kaybetmemelerini de sağlar.
Ancak tedbir, likiditeyi daha kolay elde etmek ve borçlarını finanse etmek için yıllardır ECB’nin negatif faiz politikasına güvenen İtalya, Yunanistan ve İspanya gibi borçlu ülkeleri etkileyebilir.
Perşembe günkü duyuru, büyük ölçüde, son haftaları Lagarde’ın ne kadar ileri gitmek isteyebileceğini düşünerek harcayan piyasalar ve yatırımcılar tarafından bekleniyordu. Sonunda, birkaç üye ülkenin önerdiği gibi 0,50’lik ani bir yükseliş yerine 0,25’lik dikkatli bir yükselişi tercih etti.