Hissede hangi ses olayı vardır ?

Tepekoylu19

Global Mod
Global Mod
“Hissede” Hangi Ses Olayı Vardır? Dil, Toplum ve Kimlik Üzerine

Merhaba sevgili forum dostları,

Bugün basit gibi görünen bir dil sorusunu masaya yatırmak istiyorum: “Hissede” kelimesinde hangi ses olayı vardır? İlk bakışta bu sadece Türkçe derslerinde karşımıza çıkan bir konu gibi görünse de, aslında dilin sosyal faktörlerle – toplumsal cinsiyet, sınıf ve hatta ırk – nasıl iç içe geçtiğini düşündüğümüzde işin boyutu genişliyor. Sizlerle hem dilbilimsel hem de toplumsal bir pencere açmak istiyorum.

---

Dilbilimsel Çerçeve: “Hissede”deki Ses Olayı

Önce teknik kısmı kısaca açıklayalım:

- “His” kökü + “-et-” yardımcı fiili birleşince “hissetmek” kelimesi ortaya çıkar.

- Ses uyumu ve kolay söyleniş nedeniyle iki “s” harfi yan yana gelerek ünsüz ikizleşmesi (ünsüz türemesi) meydana gelir.

- Yani doğru yazımı “hissetmek”tir, “hisetmek” değil.

- Çekim halinde “hissede” ifadesi, “hissetmek” fiilinin genişletilmiş hâlidir ve burada da ikizleşme korunur.

Dil açısından bakıldığında olay bu kadar net: “Hissede” kelimesinde ses olayı ünsüz ikizleşmesidir.

---

Kadınların Empatik Bakışı: Dil ve Sosyal Yapılar

Ayşe masada söze girdi:

“Bence burada sadece ses olayı değil, hissetmenin kendisi de önemli. Çünkü hissetmek kadınların yüzyıllardır sosyal yapılarda daha çok yüklenmek zorunda kaldığı bir görev gibi. Toplumsal cinsiyet rolleri gereği, duyguları fark etmek, empati kurmak çoğu zaman ‘kadın işi’ olarak görülüyor. O yüzden ‘hissede’ dediğimizde bile aklımıza gelen şey, kadınların görünmeyen emeği olabiliyor.”

Elif ekledi:

“Aynen, mesela sınıf farklılıklarını da düşündüğümüzde, alt sınıftan gelen kadınlar hissederek, empatiyle toplumsal sorunlara daha çok dokunuyor ama bu genelde görünür kılınmıyor. Akademide ya da siyasette erkeklerin sesleri daha çok çıkarken, kadınların hisleri gölgede kalıyor.”

Kadınların bakışında “hissede” kelimesi, sadece dilsel bir terim değil, toplumsal ilişkilerin ve eşitsizliklerin bir aynası hâline geldi.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Pratik ve Net

Murat gülümseyerek söze girdi:

“Arkadaşlar, teknik açıdan baktığımızda mesele gayet basit. ‘Hissede’ ünsüz ikizleşmesi örneğidir. Nokta. TDK da böyle diyor. Bizim için mesele budur.”

Ali de destekledi:

“Evet, ben biraz da işlevsel düşünüyorum. Eğitimde çocuklara bu örnek verilirken karmaşık sosyolojik tartışmalara girmeye gerek yok. Ünsüz ikizleşmesini öğret, gerisini onlar sonra düşünsün. Çözüm odaklı olmak lazım.”

Onların yaklaşımı daha sistematikti: Soruyu çöz, doğru yanıtı ver, ilerle.

---

Toplumsal Boyut: Dilin Sınıf ve Irkla İmtihanı

Ama mesele sadece toplumsal cinsiyetle sınırlı değil. Dil, sınıf ve ırk ilişkilerinde de önemli bir araç.

- Sınıfsal açıdan: Bazı kesimler “doğru Türkçe” konuşmanın eğitimli olmanın göstergesi olduğunu savunur. “Hissede”yi yanlış söylemek ya da yazmak, çoğu zaman alt sınıflara atfedilen bir hata gibi görülür.

- Irksal açıdan: Türkiye’de farklı etnik kökenlerden gelen bireyler, Türkçeyi öğrenirken benzer ses olaylarını karıştırabilir. Bu durum bazen önyargılara, bazen de dışlanmalara yol açabilir.

Elif bu noktada tekrar söze girdi:

“Bir kelimeyi yanlış telaffuz eden bir çocuğa ‘Sen köylüsün, cahilsin’ dendiğinde aslında mesele sadece ses olayı olmuyor. Dil üzerinden sınıfsal ve kültürel ayrımcılık da yapılıyor.”

---

Masada Yükselen Tartışma

Murat: “Ama sonuçta bir kural var, doğruyu öğretmek lazım. Yanlışa göz yumarsak toplumda kaos çıkar.”

Ayşe: “Evet ama insanları dil hatalarıyla küçümsemek, onların sınıfını ya da kimliğini aşağılamak doğru değil. Eğitim bir ayrıcalık değil, hak olmalı.”

Ali: “Ben diyorum ki, çözüm şu: Kuralları basit ve net şekilde anlatırsın. Mesela ders kitabına ‘hissede = ünsüz ikizleşmesi’ diye yazarsın, gerisi tartışmaya kalmaz.”

Elif: “Ama işte mesele tam da orada bitmiyor. Çünkü dil sadece kurallardan ibaret değil, insanların yaşadığı gerçekliklerin de aynası. Hissede, hissetmede, hatta hissetmemenin kendisinde bile bir toplumsal boyut var.”

---

Forum Dostlarına Sorular

Şimdi işin eğlenceli kısmına gelelim. Sizlere birkaç soru:

- Sizce dil hataları, bir insanın eğitim ve sınıfı hakkında önyargılar yaratıyor mu?

- “Hissede” gibi basit bir örnek üzerinden bile toplumsal cinsiyet ve ırk bağlamında çıkarımlar yapılabilir mi?

- Erkeklerin “çözüm odaklı, pratik” yaklaşımı mı, yoksa kadınların “empatik ve sosyal” yaklaşımı mı daha öğretici sizce?

- Siz hiç dil hatalarınız yüzünden yargılandınız mı?

---

Sonuç: Küçük Bir Ses Olayından Büyük Bir Tartışmaya

“Hissede” kelimesi teknik olarak ünsüz ikizleşmesinin tipik bir örneği. Ama meseleye geniş açıdan bakınca şunu görüyoruz: Dil, sadece seslerden değil, aynı zamanda toplumsal ilişkilerden, sınıf farklarından, kültürel kodlardan da oluşuyor.

- Erkeklerin pratik ve sonuç odaklı bakışı bize kuralların netliğini hatırlatıyor.

- Kadınların empatik ve toplumsal bakışı ise bize, dilin hayatın tam ortasında olduğunu gösteriyor.

Sonuçta hepimizin ortaklaştığı nokta şu olabilir: Dil kuralları öğrenilir, ama dilin insanlar üzerindeki etkilerini görmek için hissetmek gerekir.

Peki sevgili forum dostları, sizce bir kelimenin içindeki ses olayı, toplumun içindeki büyük seslere nasıl ayna tutuyor?
 
Üst