Meksika, Trump'ın meydan okuması. Latin Amerika'da liderlik için Çin ile mücadele

Leila

Global Mod
Global Mod
Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki etkisi, gerçeklik mi yoksa retorik mi?


Trump, Meksika'dan yapılan ithalatın, özellikle otomotiv endüstrisinde, ABD için bir yük olduğu konusunda ısrar ediyor, ancak gerçekler aksini gösteriyor. 2023 yılında Meksika, ABD'ye yaklaşık 2,5 milyon araç ihraç etti; bu, komşu ülkeden otomotiv ithalatının yaklaşık %25'ini temsil ediyordu. Bir sorun olmaktan çok uzak olan bu ilişki, Amerikalı otomobil üreticilerinin daha düşük maliyetlerle çalışmasına ve küresel olarak rekabet etmesine olanak tanıyor. Meksika'daki montaj, her iki ülkede de istihdam yaratan ve maliyetleri düşüren Amerika ve Meksika bileşenlerini içeriyor.

Meksika'nın Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki gerçek etkisi olumludur: rekabetçi fiyatları korur, tedarik zincirlerini güçlendirir ve küreselleşmiş bir pazarda ABD otomotiv endüstrisinin rekabet gücünü korur. Meksika'nın işleri elinden aldığı veya adil olmayan bir şekilde rekabet ettiği söylemi, Trump'ın milliyetçi tabanını alevlendirmek ve korumacı politikalarını meşrulaştırmak için kullandığı temelsiz bir argümandır.

Çin, BRICS ve değişen dünya düzeni


Gerginliğin gerçek arka planında Meksika ile ABD arasındaki rekabet değil, Çin'in bölgedeki etkisi ve ABD'nin hegemonik bir güç olarak yavaş ama belirgin bir şekilde gerilemesi yatıyor. Bugün dünya düzeni 20 yıl öncekiyle aynı değil. BRICS ve müttefiklerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) konsolidasyonu ve dolardan bağımsız olma arayışları bunun kanıtıdır. Bu blokta yer alan bazı ülkeler ilişkilerini çeşitlendirmeye ve alternatif bir finansal sistem oluşturmaya başlamış, bu da ABD'nin ekonomik gücünü azaltıp onu kendi yarım küresinde kırılgan bir konuma yerleştirmiştir. Örnekler arasında Sınır Ötesi Bankalararası Ödeme Sistemi (CIPS) ve BRICS Yeni Kalkınma Bankası sayılabilir.

Bu düşüş Trump'ın korumacılığını ters etki yapıyor. Çin'in nüfuzunu kontrol altına alma çabası içinde uyguladığı politikalar, Meksika'yı Asya gücüne yaklaştırabilir. Tarife tehditleri ve düşmanca tutum, Meksika'nın alternatif aramasına ve Çin ve diğer ülkelerle ticari bağlarını güçlendirmesinden başka bir işe yaramayacaktır. Diğer bölgelerde (Rusya'da olduğu gibi) bu fırsatlardan yararlanabilen Çin'in Meksika'da zaten bir “kapıda ayağı” var. ABD'den uzaklaşmak, Çin'in kendi alanını genişletmesi için açık bir kapı olacaktır. ülkede etkisi.

T-MEC, Trump'ın korumacılığına son


USMCA, Trump'ın Meksika ürünlerine tek taraflı olarak gümrük vergisi getirmesinin önündeki en büyük engel. Bu anlaşmaya göre, menşe kurallarını karşılayan araçlar ABD'ye gümrük vergisi olmadan girebiliyor. Herhangi bir değişiklik anlaşmayı ihlal edecek ve ABD'yi Meksika ve Kanada ile ticari misilleme ve gerginliklere maruz bırakacaktır. Özellikle ABD'nin bölgesinde güçlü müttefiklere ihtiyaç duyduğu, rekabetin giderek arttığı bir dünyada USMCA'yı yeniden müzakere etmek pek mümkün değil.

Trump'a göre Meksika arabalarına yüzde 25 gümrük vergisi getirmek çok pahalı olabilecek riskli bir hamle. USMCA'daki bir kırılma, Kuzey Amerika'daki yatırımları etkileyecek, ABD şirketleri için belirsizlik yaratacak ve Meksika'nın ihracatını Asya ve Avrupa pazarlarına doğru çeşitlendirme arayışına sokacak bir ticari anlaşmazlıklar sayfasının açılmasına neden olacaktır. Gerçekte USMCA bölgedeki ekonomik istikrarın anahtarı olmuştur ve bunun kırılması hem Meksika'ya hem de ABD ekonomisine zarar verecektir.

Trump ve korumacılığın paradoksu


Trump'ın stratejisi ABD'nin bölgedeki konumunu zayıflatabilir. Ekonomisini korumak yerine Meksika'yı Çin ve yatırım yapmaya ve işbirliği yapmaya istekli diğer ülkelerle ittifak kurmaya zorlayacak. Ekonomik açıdan Meksika, ABD için bir tehdit değil, stratejik bir avantaj temsil ediyor. Korumacılık ve Meksika'ya yönelik saldırılar, yalnızca Çin'in etkisine kapı açacak; bu da ABD'nin yarıkürede gerçek meydan okumasını temsil ediyor.
 
Üst