Mesken bağlamak ne demek ?

Bengu

New member
MESKEN BAĞLAMAK NE DEMEK? BİR HİKÂYE, BİR DÜŞ, BİR FORUM SOHBETİ

Herkese selam,

Geçenlerde köyde eski bir evin önünden geçerken bir tabelada “Mesken Bağlandı” yazısını gördüm. Çocukluğumdan beri bu ifadeyi duyardım ama o an ilk kez anlamının derinliğini düşündüm. “Mesken bağlamak” sadece bir ev yapmak değil, bir yere, bir insana, bir hayata kök salmak demekti belki de.

O akşam bir hikâye aklıma geldi. Belki siz de kendinizden bir şey bulursunuz diye burada paylaşmak istedim.

---

1. BÖLÜM: RÜZGÂRIN GETİRDİĞİ YOLCU

Ali, yıllardır şehir şehir dolaşan bir inşaat mühendisi. Her proje bittiğinde arkasına bile bakmadan başka bir yere giderdi. Onun için mesken geçiciydi; planlanan, çizilen, tamamlanan bir şeydi.

Bir gün yolları, deniz kenarındaki eski bir kasabaya düşürdü. Kasabanın girişinde, harap ama dimdik duran bir ev vardı. Kapısında paslı bir tabela: “Satılık – Mesken Bağlanabilir.”

Ali tabelaya baktı, gülümsedi.

“Mesken bağlanabilir ha... Demek hâlâ bağlanma ümidi var.”

O an içinde bilmediği bir his uyandı. Belki de yıllardır kaçtığı şey buydu: Bir yere, bir insana, bir yaşama bağlanmak.

---

2. BÖLÜM: EVİN SAHİBİ KADIN

Evin sahibi Elif’ti. Kasabanın tek kütüphanecisi. İnsanları, kitapları ve sessizliği severdi.

Ali’yi ilk gördüğünde yüzündeki yorgunluğu hemen fark etti. Yılların şehir tozu, yalnızlık ve hesap kitap kokusu sinmişti üstüne.

Elif ona kahve ikram etti.

Ali kahvesini içerken duvardaki eski aile fotoğraflarına baktı.

“Bu ev sizin ailenizden mi kaldı?” diye sordu.

Elif başını salladı. “Evet ama artık sadece duvarlar kaldı. İnsan çekip gidince, ev de sessizleşiyor.”

O an Ali, bu cümlenin içinde kayboldu. Çünkü o da hep çekip gitmişti.

---

3. BÖLÜM: STRATEJİK DÜŞÜNCELER VE DUYGUSAL BAĞLAR

Ali birkaç gün kalmak için izin istedi. “Evin temellerine bakarım, belki sağlamlaştırırız,” dedi.

Elif kabul etti ama biliyordu, Ali’nin baktığı sadece duvarlar değildi. O, kendi içinin haritasını çıkarıyordu.

Ali sabahları evin etrafında dolaşır, metreyle ölçümler yapar, plan çizerdi.

“Şu duvarı yıkarsak ışık daha iyi girer,” derdi.

Elif gülümserdi. “Bazen bir duvarı yıkmak için güneşin yönünü değil, kalbin yönünü bulmak gerekir.”

O anda iki farklı dünyanın dili birbirine değdi:

Ali’nin stratejisiyle Elif’in sezgisi.

Biri yapıyı güçlendirmeyi düşünürken, diğeri o yapının içindeki hikâyeyi onarmaya çalışıyordu.

---

4. BÖLÜM: MESKENİN ANLAMI DEĞİŞİYOR

Bir akşamüstü, yağmur başlamıştı. Evin çatısı su sızdırıyordu.

Ali hızla merdivenleri çıktı, kova taşıdı, tahtaları yerleştirdi.

Elif aşağıdan seslendi: “Dikkat et, o çatı eski!”

Ali, “Ben alışığım yüksek yerlere,” diye cevap verdi.

Bir süre sonra yağmur dinince aşağı indi. Elif’in yanına oturdu.

Elif, çayın buharına bakarak sordu:

“Senin hiç meskenin olmadı mı?”

Ali sustu.

“Oldu,” dedi sonunda. “Ama hep geçiciydi. Gittiğim her yerin planını çizdim, ama hiçbirinin içinde kalmadım.”

Elif gülümsedi. “Belki de artık bir yere değil, bir insana mesken bağlamalısın.”

---

5. BÖLÜM: BAĞ KURMAK

Günler geçtikçe Ali evin duvarlarını tamir etti, ama farkında olmadan kendi içindeki duvarları da yıkmaya başladı.

Elif ise Ali’ye kasabanın ritmini öğretti: Sabah kahvaltısında komşularla sohbet etmeyi, akşam deniz kıyısında sessizce oturmayı.

Bir gün birlikte çatıya çıktılar.

Ali manzaraya bakarak “Burası iyiymiş,” dedi.

Elif başını çevirdi: “Mesken bağlamak istemez misin?”

Ali bir süre sessiz kaldı.

“Artık anlıyorum,” dedi. “Mesken bağlamak sadece yaşamak için yer bulmak değil, yaşamak için sebep bulmakmış.”

---

6. BÖLÜM: FORUMDAKİ SESSİZLİK

Bu hikâyeyi buraya yazarken, Ali ve Elif’in hikâyesinin aslında hepimizin hikâyesi olduğunu düşündüm.

Hepimiz bir yerlerde bir “mesken” arıyoruz.

Kimi taş duvarlar arasında, kimi kalabalık şehirlerde, kimi bir başkasının kalbinde.

Mesken bağlamak belki de şudur:

Kök salmak için toprağa değil, duygulara güvenmek.

Yıkılmayacak bir ev inşa etmek değil, birlikte dayanacak bir hayat kurmak.

---

7. BÖLÜM: FORUM SORULARI VE DÜŞÜNCELER

Peki sizce mesken bağlamak ne kadar fiziksel, ne kadar ruhsal bir şeydir?

Bir evi “ev” yapan duvarlar mıdır, yoksa içindeki hikâyeler mi?

Siz hiç bir yere değil de bir insana mesken bağladınız mı?

Ya da bağlanamadığınız bir yer, yıllar sonra hâlâ aklınıza geliyor mu?

Ali ile Elif’in hikâyesi belki bir evde başladı ama aslında “yer”den çok “anlam” üzerineydi.

Belki de gelecekte mesken bağlamak, ev almak değil; duygusal bir alan, bir huzur inşa etmek anlamına gelecek.

---

SON SÖZ

“Mesken bağlamak” bir eylem değil, bir kabulleniştir.

İnsanın, kendine ve başkasına “Ben artık buradayım” deme cesaretidir.

Ali sonunda o evi aldı ama duvarlara değil, Elif’in gülümsemesine mesken bağladı.

Çünkü bazen en sağlam yapı, kalpten yapılan bağdır.

Şimdi söz sizde:

Siz olsaydınız, meskeninizi nereye bağlardınız — bir yere mi, bir insana mı, yoksa kendi iç huzurunuza mı?
 
Üst