Türkiye Savunma Sanayii Lideri İsmail Demir, Rusya’dan satın alınan S-400’lerin ikinci partisinin alımının gündemde olduğunu belirtti. Demir ayrıyeten Ankara’nın kararlarını ABD’ye bakmaksızın hava savunma alanındaki siyasetlerini kararlılıkla uyguladığını vurguladı.
Rus Natsionalnaya Oborona Mecmuası Genel Yayın Direktörü ve Dünya Silah Ticareti Tahlil Merkezi Yöneticisi İgor Korotçenko, Sputik muhabirine verdiği demeçte S-400 hava savunma sistemlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri‘nde korunmasının yalnızca askeri menfaat olmayıp, bununla birlikte bir ulusal itibar ve egemenlik sıkıntısı olduğunu söylemiş oldu.
“ABD, ya S-400’lerin Ukrayna’ya aktarması için kendisine teslim edilmesi, ya da Türk Silahlı Kuvvetlerindeki kullanmasından vazgeçilmesi konusunda ikna etme gayretleri ile Türkiye’ye baskı yapmaya devam ediyor. Lakin Ankara için S-400, ulusal güvenliğin sağlanması açısından ziyadesiyle kıymetli bir varlıktır” diyen Korotçenko, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İsmail Demir’in açıklaması, Türkiye idaresinin S-400’lerin satın alınması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde konuşlandırılması konusundaki kararlarını niyetli olarak verdiğini ve mevcut durumda yegane hakikat olarak gördüğünü gösteriyor. S-400’den vazgeçilmesi, Türkiye’nin hava alanının güvenliğini sağlama alanındaki egemenliğinden vazgeçmesi manasına gelecek. Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan bunu asla kabul etmeyecek. Çünkü bu ABD’ye epeyce fazla bağımlı olduğunu kritik bir biçimde ortaya koyacak. Yani S-400’ün Türk ordusunun cephaneliğinde korunması yalnızca bayağı bir askeri menfaat sorunu değil, beraberinde bir ulusal itibar problemidir.”
Rus uzman, “S-400’lerin ikinci partisinin Türkiye’nin menfaatlerine uygun olduğuna ve er ya da geç kontratın uygulanacağına ve ilgili teslimatın yapılacağına inanıyoruz. Aslında süreç, yüzde 100 muvaffakiyetle tamamlanması mümkünlüğü ile uygulanıyor” sözlerini kullandı.
Rusya Tahlil, Strateji ve Teknoloji Merkezi uzmanı Sergey Denisentsev ise Sputnik’e demecinde Türkiye’nin uzun vakittir kendi hava savunma sistemini kurmaya çalıştığına dikkat çekerek, şu biçimde konuştu:
“Bu süreç başlangıçta Amerikan Patriot sistemlerini satın alma teşebbüsüyle başlamıştı. Lakin ABD bu sistemlerin üretimi için teknoloji transfer etmeyi reddetti. Türkiye yalnızca hava savunma sistemlerini değil, muhakkak teknolojileri de edinmek istiyordu. Alternatif olarak bir Çin sistemi vardı. Ama sonunda Rus hava savunma sistemlerine gelindi. Rus S-400 sistemlerine dayalı ulusal uzun menzilli hava savunma sisteminin kurulmasına karar verildi. İkinci setin alınması da Türkiye’nin bu siyasetine uyuyor. Bu ülke bu biçimdece hava savunma alanındaki egemenliğini güçlendiriyor.”
Rus Natsionalnaya Oborona Mecmuası Genel Yayın Direktörü ve Dünya Silah Ticareti Tahlil Merkezi Yöneticisi İgor Korotçenko, Sputik muhabirine verdiği demeçte S-400 hava savunma sistemlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri‘nde korunmasının yalnızca askeri menfaat olmayıp, bununla birlikte bir ulusal itibar ve egemenlik sıkıntısı olduğunu söylemiş oldu.
“ABD, ya S-400’lerin Ukrayna’ya aktarması için kendisine teslim edilmesi, ya da Türk Silahlı Kuvvetlerindeki kullanmasından vazgeçilmesi konusunda ikna etme gayretleri ile Türkiye’ye baskı yapmaya devam ediyor. Lakin Ankara için S-400, ulusal güvenliğin sağlanması açısından ziyadesiyle kıymetli bir varlıktır” diyen Korotçenko, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İsmail Demir’in açıklaması, Türkiye idaresinin S-400’lerin satın alınması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde konuşlandırılması konusundaki kararlarını niyetli olarak verdiğini ve mevcut durumda yegane hakikat olarak gördüğünü gösteriyor. S-400’den vazgeçilmesi, Türkiye’nin hava alanının güvenliğini sağlama alanındaki egemenliğinden vazgeçmesi manasına gelecek. Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan bunu asla kabul etmeyecek. Çünkü bu ABD’ye epeyce fazla bağımlı olduğunu kritik bir biçimde ortaya koyacak. Yani S-400’ün Türk ordusunun cephaneliğinde korunması yalnızca bayağı bir askeri menfaat sorunu değil, beraberinde bir ulusal itibar problemidir.”
Rus uzman, “S-400’lerin ikinci partisinin Türkiye’nin menfaatlerine uygun olduğuna ve er ya da geç kontratın uygulanacağına ve ilgili teslimatın yapılacağına inanıyoruz. Aslında süreç, yüzde 100 muvaffakiyetle tamamlanması mümkünlüğü ile uygulanıyor” sözlerini kullandı.
Rusya Tahlil, Strateji ve Teknoloji Merkezi uzmanı Sergey Denisentsev ise Sputnik’e demecinde Türkiye’nin uzun vakittir kendi hava savunma sistemini kurmaya çalıştığına dikkat çekerek, şu biçimde konuştu:
“Bu süreç başlangıçta Amerikan Patriot sistemlerini satın alma teşebbüsüyle başlamıştı. Lakin ABD bu sistemlerin üretimi için teknoloji transfer etmeyi reddetti. Türkiye yalnızca hava savunma sistemlerini değil, muhakkak teknolojileri de edinmek istiyordu. Alternatif olarak bir Çin sistemi vardı. Ama sonunda Rus hava savunma sistemlerine gelindi. Rus S-400 sistemlerine dayalı ulusal uzun menzilli hava savunma sisteminin kurulmasına karar verildi. İkinci setin alınması da Türkiye’nin bu siyasetine uyuyor. Bu ülke bu biçimdece hava savunma alanındaki egemenliğini güçlendiriyor.”