Sağlıkta teknolojinin potansiyelinin geleceği

Leila

Global Mod
Global Mod
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) bir raporuna göre, dünya nüfusunun %50'si temel sağlık hizmetlerine tam erişimden yoksundur, dolayısıyla bu sektörde inovasyonun önemi büyüktür. Biyomedikal Mühendisliği alanında tanınmış bir lider olan Luis E. Fernández, teknolojinin bu açığı kapatma potansiyeli hakkında şu yorumu yapıyor: “Teknoloji, sağlığı anlama ve tedavi etme şeklimizi kökten değiştirme gücüne sahip” ve anahtarın gelecekteki ihtiyaçları öngörmek olduğunu ve Henüz hayal etmediğimiz zorluklar çünkü “Gerçek başarı, insanların yarın neye ihtiyaç duyacağını tahmin etmektir.”

Pandeminin başlangıcından bu yana %700 büyüyen teletıpın etkisi bir gerçek çünkü sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda sürekli ve kişiselleştirilmiş izlemeye olanak tanıyarak bakımın verimliliğini ve kalitesini de artırıyor. MX Internet Association'a göre, uzaktan tıbbi danışmanlık halihazırda Meksika'daki özel muayenehanelerin %16'sını temsil ediyor ve bu da ülkede sağlık teknolojilerinin giderek daha fazla kabul edildiğinin ve benimsendiğinin altını çiziyor. Tec de Monterrey'deki küresel inovasyon merkezlerinin başkanı Silvia Patricia Mora Castro, dijital dönüşümün seyahat gerektirmeyen tıbbi bakımda erişilebilirliği ve verimliliği kırsal alanlarda yaşayan veya hareket kabiliyeti sınırlı olanlar lehine artırdığını ileri sürüyor: ” Teknoloji sadece optimize etmekle kalmıyor süreçleri hızlandırıyor, ancak kaliteli tıbbi bakıma erişimi demokratikleştiriyor” diye açıklıyor.

Bu bağlamda sağlıkta inovasyon ve sağlık teknolojilerinde girişimcilik konusunda tutkulu olan öğretmen Adriana Vallejo Castillo, yalnızca etkili değil aynı zamanda kullanımı kolay dijital sağlık araçları tasarlamanın önemli olduğunu düşünüyor: “Amaç, “Yalnızca gelişmiş özellikler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıcıların günlük yaşamlarına entegre edilmeleri de kolay.” Araştırmalar, kullanıcıların %67'sinin arayüzü karmaşık veya sezgisel olmayan bulması durumunda bir sağlık uygulamasını bırakacağını gösteriyor. Ona göre, dijital sağlık çözümlerinin etkinliği için kullanıcı merkezli tasarım şarttır: “İnovasyon, değişimin önünde kalmanın ve pazara liderlik etmenin anahtarıdır.”

Ancak inovasyonun ötesinde sağlık teknolojisinin gelecekte görülmesi gereken başka yönleri de var. Bunlardan biri öngörücü sağlığa doğru evrimle ilgilidir. Luis'e göre “yapay zeka ve veri analizi sayesinde sağlığın reaktif değil öngörücü olacağı bir değişimin eşiğindeyiz”. Patricia ise şunları düşünüyor: “Büyük hacimli verilerin analizi, riskleri öngörmemize ve ciddi sorunlara dönüşmeden harekete geçin.”

Aslında, sağlık verilerindeki kalıpları tespit etmek için Yapay Zeka (AI) algoritmalarının kullanılmasının, kronik hastalıkların başlangıcını gösterebileceği ve daha erken ve daha etkili müdahalelere olanak sağlayabileceği gösterilmiştir.

Gelecek için göz önünde bulundurulması gereken bir diğer konu ise sağlık teknolojilerine erişimde etik ve eşitliktir; bu, dijital sağlık çözümlerinin tüm nüfusa, özellikle de en savunmasız topluluklara fayda sağlamasını sağlayacak hayati bir yaklaşımdır. 2022'de gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki sağlık teknolojisine erişim farkının %47 olduğu tahmin ediliyor; bu, küresel toplumun ele alması gereken bir zorluk.

Adriana'ya göre: “Bu yeniliklerin sadece maddi gücü yetenlerin değil, herkesin erişebilmesini sağlamalıyız.” Luis eşitlik konusuna dikkat çekiyor: “Eşitlik, teknolojik gelişim stratejimizin merkezinde olmalı.”

Patricia Mora, “Teknoloji bize sağlıklı olmanın ne anlama geldiğini ve bunu nasıl başarabileceğimizi yeniden tanımlama fırsatı veriyor” diyor. Bu bakış açısı, sağlıkta yeni teknolojilerin kullanımının yalnızca hastalar için sonuçları iyileştirmekle kalmayıp aynı zamanda dünya çapındaki sağlık sistemlerinde devrim yaratacağı yönündeki beklentilere de yansıyor.
 
Üst