TEKNOFEST Karadeniz ile TÜRKPATENT 7. Milletlerarası Buluş Fuarı ISIF’22’nin açılış merasiminde TEKNOFEST İdare Şurası Lideri Selçuk Bayraktar açıklamalarda bulundu.
Bayraktar, Samsun Çarşamba Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST KARADENİZ’in açılışında yaptığı konuşmada, bugün değerli bir tarihi günün yaşandığına işaret etti.
Büyük Zafer’in 100. yılı olduğunu belirten Bayraktar, “100 yıl evvel tam da bugün işgal ve boyunduruk altında yaşamayı kabul etmeyen aziz Türk milleti, Samsun’da yanan bağımsızlık ateşinin peşinden koşarak yurdumuzu düşmanlardan kurtardı. Bu uğraşa liderlik eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatan için canını ortaya koyan milletimizin her bir ferdini, bu vesile ile ebediyete irtihal etmiş tüm şehit ve gazilerimizi bir kere daha rahmet ve minnetle yad ediyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 100. yılı kutlu olsun” diye konuştu.
‘Milli teknolojileri engellemek için darağacı kurmaya çalışanlar…’
Bilimde, kültürde, sanatta, teknolojide, inovasyon ve yenilik getiremeyenlerin menzile varmasının asla mümkün olmadığının altını çizen Bayraktar, geçmişte ve bugün olduğu üzere gelecekte de yürüdükleri yolları palavra, iftira ve entrika taşlarıyla kapatmak için çalışanların olacağını lisana getirdi.
Bu bireylere karşı bir arada uğraş edeceklerini vurgulayan Bakyraktar, şunları kaydetti:
“Ambargo sopası sallayarak bizleri korkutmaya çalışanlar, ulusal teknolojileri engellemek için darağacı kurmaya çalışanlar, biz yolumuzda dosdoğru çaba ettikçe ve yolumuzdan dönmedikçe asla kazanmayacaklar. Durmadan, yılmadan, asla pes etmeden tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye için azim ve uğraşla yürüyeceğiz. Biz yürüdükçe hoş vatanımıza, kardeş Azerbaycan’a ve mazlumların yaşadığı tüm coğrafyalara güneş, en sıcak en aydınlık haliyle doğacak. Asla yeise kapılmayın. Bu kutlu gayeye giden yolda kaybetmek yok. Biliyorum ki güneş yüzlü çocukların aydınlığı, balçıkla sıvanamaz. İşte umut, işte amaç, işte istikamet, tüm insanlığın onur, huzur ve barış ortasında yaşadığı bir ‘Kızılelma’.”
‘Kendimizi koruyacak gücümüz şayet olmazsa bizi bu coğrafyada rahat bırakırlar mı?’
Gücü elinde bulunduran ülkelerin daha zayıf durumdaki ulusları hiç bir hak ve hukuk gözetmeden ezdiğine işaret eden Bayraktar, bunun Filistin’de, Karabağ’da, Afganistan’da, Irak’ta, Ukrayna’da görüldüğünü belirterek, şöyleki devam etti:
“Kendimizi koruyacak gücümüz, kuvvetimiz şayet olmazsa bizi bu coğrafyada rahat bırakırlar mı, hayat hakkı tanırlar mı? Kovid-19 salgınıyla meskenlere hapsolduğumuz devri hatırlayın. Bütün dünya içine kapandı. Tek dişi kalmış medeniyetin beğenilen ülkeleri birbirlerinin teneffüs aygıtlarına, hatta maskelerine dahi el koydu. ‘Benden daha sonrası’ tufan dedi. Ülkemiz ise medeniyetimizin kıymetlerinden aldığı ilhamla hem teneffüs aygıtını geliştirdi tıpkı vakitte bu aygıtları imkanı olmayan ülkelere göndererek mazlum coğrafyalara nefes oldu. 100 yıl evvel de vatan elden giderken bağımsızlık, uzak dağların gerisinde bir hayale dönmüşken, öz yurdunda garip olmaya, öz vatanından parya olmaya karşı çıkan bu milletin bayanı, erkeği hatta çocukları bile cepheye koşarak vatanı savundu. Samsun’da başlayan Ulusal Uğraş dalga dalga vatanın her köşesine ulaştı. Tam da tıpkı ruhla bu vatanı daha yaşanılır bir yer haline getirmek, egemenliğimizi güçlendirmek bizlerin elinde. Hayattaki düsturumuz yalnızca vatanımızı değil, hem inancımızın tıpkı vakitte kadim medeniyetimizin bize öğrettiği üzere dünyayı adaletin, hürriyetin ve merhametin karar sürdüğü bir yer haline getirmektir.”
Geçen yıl merhum olan babası Özdemir Bayraktar, ulusal İHA’ları yaparken, “Birilerinin yurt dışına bağımlı olma mecburiliği milletimize olan sorumluluğumuzun önüne geçemez” nasihatı verdiğini belirten Bayraktar, “Tam da bu niçinle yüksek teknoloji geliştirmek hepimizin milletimize karşı büyük sorumluluğu. Bu niçinle durmayacağız, yılmayacağız, pes etmeden yürüyeceğiz. Sizler yürüdükçe gün doğacak, güneş açacak, bahar gelecek. Grup arkadaşlarımızla TEKNOFEST için çalışmalara başlarken tam bağımsızlık için bir seferberliği, zihinlerde gerçekleşecek bir ihtilali hayal etmiştik. Bundan yalnızca 5 yıl evvel Türkiye’de, merkezinde teknoloji müsabakalarının olduğu bir tertibe Türk gençleri akın akın yüzbinlerce müracaat yapacak deseydik, herbiçimde en yavaşça tabirle alaya alınırdık. Bugün TEKNOFEST’in 40 kısımdaki teknoloji yarışlarına her yaş kümesinden 600 bin genç kardeşimiz başvurdu” tabirini kullandı.
Selçuk Bayraktar, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“600 binden çok genç. ömrün her alanında tam bağımsız bir vatan amacıyla, milletimize ve insanlığa hizmet edecek teknolojiler geliştirmek için işte zihinlerde başlayan ihtilal budur. Öğrenilmiş çaresizliğe yıkıcı taassuba başkaldırı budur. Fakat, bu kadarı da yetmez. Gün daha fazla gayret etme günüdür. 2023’te, 2024’te, 2053’te ve hatta 2071’de TEKNOFEST’leri yapmaya devam etmeliyiz. 600 binleri aşan yarışmacı sayımız, milyonları geçmeli. Bu müsabakalarda yeşermeye başlayan fidanlar büyümeli, kök salıp meyve vermeli. 2005’teki hissiyatımın bir benzerini, T3 Vakfı takımımızla TEKNOFEST için birinci sene yola çıktığımızda yaşadık. 2018’de şantiye halindeki İstanbul Havalimanı’nda düzenlenen bir model uçak yarışına heyet olarak katılmıştık. bununla birlikte orada, ‘ bu biçimdesine bir şenlik, dünyada eşi gibisi olmayan bir teknoloji şenliği sanki düzenleyebilir miyiz?’ sorusunu cevaplamak içindi bu ziyaretimiz. Orada bulunan Savunma Sanayi Liderimiz bir daha ortamızda ve bugün paydaşlarımız olan birtakım kurumlarımızın yöneticilerine TEKNOFEST fikrini birinci anlattığımızda hayli heyecanlandılar. Takım olarak çabucak 4 koldan çalışmaya başladık. Bugün sizlerin de yaşadığı üzere fazlaca büyük gerilim, ağır emek, uykusuz geceler. Daha da kıymetlisi aklımızda daima şu soru vardı. ‘Acaba, milletimiz TEKNOFEST’e teveccüh gösterecek mi?’ Şükürler olsun. Adeta bir volkan patlaması üzere insanlarımız akın akın TEKNOFEST’e geldi. O anı ve hissiyatını hiç unutamam, hiç unutamadım. Allah’a şükürler olsun. bir daha bir TEKNOFEST açılışında sizlerle beraberyiz.”
Bayraktar, Samsun Çarşamba Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST KARADENİZ’in açılışında yaptığı konuşmada, bugün değerli bir tarihi günün yaşandığına işaret etti.
Büyük Zafer’in 100. yılı olduğunu belirten Bayraktar, “100 yıl evvel tam da bugün işgal ve boyunduruk altında yaşamayı kabul etmeyen aziz Türk milleti, Samsun’da yanan bağımsızlık ateşinin peşinden koşarak yurdumuzu düşmanlardan kurtardı. Bu uğraşa liderlik eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, vatan için canını ortaya koyan milletimizin her bir ferdini, bu vesile ile ebediyete irtihal etmiş tüm şehit ve gazilerimizi bir kere daha rahmet ve minnetle yad ediyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın 100. yılı kutlu olsun” diye konuştu.
‘Milli teknolojileri engellemek için darağacı kurmaya çalışanlar…’
Bilimde, kültürde, sanatta, teknolojide, inovasyon ve yenilik getiremeyenlerin menzile varmasının asla mümkün olmadığının altını çizen Bayraktar, geçmişte ve bugün olduğu üzere gelecekte de yürüdükleri yolları palavra, iftira ve entrika taşlarıyla kapatmak için çalışanların olacağını lisana getirdi.
Bu bireylere karşı bir arada uğraş edeceklerini vurgulayan Bakyraktar, şunları kaydetti:
“Ambargo sopası sallayarak bizleri korkutmaya çalışanlar, ulusal teknolojileri engellemek için darağacı kurmaya çalışanlar, biz yolumuzda dosdoğru çaba ettikçe ve yolumuzdan dönmedikçe asla kazanmayacaklar. Durmadan, yılmadan, asla pes etmeden tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye için azim ve uğraşla yürüyeceğiz. Biz yürüdükçe hoş vatanımıza, kardeş Azerbaycan’a ve mazlumların yaşadığı tüm coğrafyalara güneş, en sıcak en aydınlık haliyle doğacak. Asla yeise kapılmayın. Bu kutlu gayeye giden yolda kaybetmek yok. Biliyorum ki güneş yüzlü çocukların aydınlığı, balçıkla sıvanamaz. İşte umut, işte amaç, işte istikamet, tüm insanlığın onur, huzur ve barış ortasında yaşadığı bir ‘Kızılelma’.”
‘Kendimizi koruyacak gücümüz şayet olmazsa bizi bu coğrafyada rahat bırakırlar mı?’
Gücü elinde bulunduran ülkelerin daha zayıf durumdaki ulusları hiç bir hak ve hukuk gözetmeden ezdiğine işaret eden Bayraktar, bunun Filistin’de, Karabağ’da, Afganistan’da, Irak’ta, Ukrayna’da görüldüğünü belirterek, şöyleki devam etti:
“Kendimizi koruyacak gücümüz, kuvvetimiz şayet olmazsa bizi bu coğrafyada rahat bırakırlar mı, hayat hakkı tanırlar mı? Kovid-19 salgınıyla meskenlere hapsolduğumuz devri hatırlayın. Bütün dünya içine kapandı. Tek dişi kalmış medeniyetin beğenilen ülkeleri birbirlerinin teneffüs aygıtlarına, hatta maskelerine dahi el koydu. ‘Benden daha sonrası’ tufan dedi. Ülkemiz ise medeniyetimizin kıymetlerinden aldığı ilhamla hem teneffüs aygıtını geliştirdi tıpkı vakitte bu aygıtları imkanı olmayan ülkelere göndererek mazlum coğrafyalara nefes oldu. 100 yıl evvel de vatan elden giderken bağımsızlık, uzak dağların gerisinde bir hayale dönmüşken, öz yurdunda garip olmaya, öz vatanından parya olmaya karşı çıkan bu milletin bayanı, erkeği hatta çocukları bile cepheye koşarak vatanı savundu. Samsun’da başlayan Ulusal Uğraş dalga dalga vatanın her köşesine ulaştı. Tam da tıpkı ruhla bu vatanı daha yaşanılır bir yer haline getirmek, egemenliğimizi güçlendirmek bizlerin elinde. Hayattaki düsturumuz yalnızca vatanımızı değil, hem inancımızın tıpkı vakitte kadim medeniyetimizin bize öğrettiği üzere dünyayı adaletin, hürriyetin ve merhametin karar sürdüğü bir yer haline getirmektir.”
Geçen yıl merhum olan babası Özdemir Bayraktar, ulusal İHA’ları yaparken, “Birilerinin yurt dışına bağımlı olma mecburiliği milletimize olan sorumluluğumuzun önüne geçemez” nasihatı verdiğini belirten Bayraktar, “Tam da bu niçinle yüksek teknoloji geliştirmek hepimizin milletimize karşı büyük sorumluluğu. Bu niçinle durmayacağız, yılmayacağız, pes etmeden yürüyeceğiz. Sizler yürüdükçe gün doğacak, güneş açacak, bahar gelecek. Grup arkadaşlarımızla TEKNOFEST için çalışmalara başlarken tam bağımsızlık için bir seferberliği, zihinlerde gerçekleşecek bir ihtilali hayal etmiştik. Bundan yalnızca 5 yıl evvel Türkiye’de, merkezinde teknoloji müsabakalarının olduğu bir tertibe Türk gençleri akın akın yüzbinlerce müracaat yapacak deseydik, herbiçimde en yavaşça tabirle alaya alınırdık. Bugün TEKNOFEST’in 40 kısımdaki teknoloji yarışlarına her yaş kümesinden 600 bin genç kardeşimiz başvurdu” tabirini kullandı.
Selçuk Bayraktar, kelamlarına şu biçimde devam etti:
“600 binden çok genç. ömrün her alanında tam bağımsız bir vatan amacıyla, milletimize ve insanlığa hizmet edecek teknolojiler geliştirmek için işte zihinlerde başlayan ihtilal budur. Öğrenilmiş çaresizliğe yıkıcı taassuba başkaldırı budur. Fakat, bu kadarı da yetmez. Gün daha fazla gayret etme günüdür. 2023’te, 2024’te, 2053’te ve hatta 2071’de TEKNOFEST’leri yapmaya devam etmeliyiz. 600 binleri aşan yarışmacı sayımız, milyonları geçmeli. Bu müsabakalarda yeşermeye başlayan fidanlar büyümeli, kök salıp meyve vermeli. 2005’teki hissiyatımın bir benzerini, T3 Vakfı takımımızla TEKNOFEST için birinci sene yola çıktığımızda yaşadık. 2018’de şantiye halindeki İstanbul Havalimanı’nda düzenlenen bir model uçak yarışına heyet olarak katılmıştık. bununla birlikte orada, ‘ bu biçimdesine bir şenlik, dünyada eşi gibisi olmayan bir teknoloji şenliği sanki düzenleyebilir miyiz?’ sorusunu cevaplamak içindi bu ziyaretimiz. Orada bulunan Savunma Sanayi Liderimiz bir daha ortamızda ve bugün paydaşlarımız olan birtakım kurumlarımızın yöneticilerine TEKNOFEST fikrini birinci anlattığımızda hayli heyecanlandılar. Takım olarak çabucak 4 koldan çalışmaya başladık. Bugün sizlerin de yaşadığı üzere fazlaca büyük gerilim, ağır emek, uykusuz geceler. Daha da kıymetlisi aklımızda daima şu soru vardı. ‘Acaba, milletimiz TEKNOFEST’e teveccüh gösterecek mi?’ Şükürler olsun. Adeta bir volkan patlaması üzere insanlarımız akın akın TEKNOFEST’e geldi. O anı ve hissiyatını hiç unutamam, hiç unutamadım. Allah’a şükürler olsun. bir daha bir TEKNOFEST açılışında sizlerle beraberyiz.”